Metruk Bir Günlükten

..Kanatları kırık bir yaralı kuş olarak kendimi yazmam ne kadar doğru olur bilemiyorum veya ne kadar dayanabilirim ki.Ahh o okul günlerim dili olsa da konuşsa o yıllar.Okulların açılış günleri anneler-babalar ve çocukları arabalarından inen ve en güzel ayakkabı ve taranmış düzenli şampuanlı saçları ile çocuklar ya ben evet benim en güzel günlerimde ellerim neden boş.Törenler..haftalar...kermesler...veli toplantıları ve öğretmenlerin anne-baba ile ilgili talimatları ben ne hallere girmiş olabilirim ve hangi hüzünler sizce kanatıyor olmalı ruhumu daha o bebek-çocuk-masum duruşumla ne yapmış olabilirim ben annesiz ve babasız bırakılmış olmak için..?Allah'ım ne yapmış olabilirim...nedeenn..? ahhh kaç gece ve gün geçti sayısız tramvalar yaşadım gözyaşı ve iç yalnızlıklar ahh o bayram günleri en güzel ve sevinçli olmam gereken günler.Elimin hiç tutulmadığı anne ve baba eli görmediği ellerim koklanmayıp okşanmayan çocuk saçlarım.Rabbim isyan etmiyorum sitemim sana değil insan olarak zayıf düştüğüm anlarda böyle oluyorum hikmetini anlayamadığımdan sesleniyorum.Belki beni çok sevindirecek çok ikram edeceksin bana sabırlar verdiğin için Allah'ım sana hamd ederim ancak okul yıllarımın o başarılı karne günlerinde annemi çok aradım..babamı çok aradım...kucaklara alınmak istedim...ahh kucaklara alınan öpülen çocuklardan biri olamadım.Bugün dut ağacıma koştum yine neler anlatmadım paylaşmadım ki sınıfta kıskanç arkadaşımın bana yaptıklarından öğretmenimden aferin aldığım mutlu anlarıma kadar ama bugün karne töreni çok vurdu beni çok duygulandım ve ailemi aradım yanıbaşımda ahh benim ağacım( tek katlı evin ön tarafında küöük bir bahçe ve bahçenin bir köşesinde dut ağacı sık sık onunladır arkadaşlığı gizem in ) beni dinlemekten bıkmayan gözyaşlarıyla yaprak çiçek açan ağacım beni sen bırakma bari bak ilkokul bitti seneye ortaokul göreceksin başaracak ve çok daha ilerisini okuyacağım.Beni arayıp sormayan anne ve babama elbet benim de söyliyeceklerim olacak ahh yağmur yağmalı kendime gelmeliyim ağladığım karışmalı damlalara kimse bilmemeli zayıf düştüğümü saçlarımı yıkamaktan ve taramaktan bıkan veya saçlarımın uzamasını sevmeyen babaannemi de sana şikayet etmek istiyorum ağacım oysa taranmasını ne çok isterdim annemin ellerinden ve başımın öpülerek koklanmasını sonra kucağında sevilmek...babaannem çağırıyor gitmeliyim bana kızıyor gibi bak yine aynı sözlerle sesli sesli konuşuyor "..bu kız ne konuşuyor yine Allah ..Allah...kafayı üşüttün mü ne..?..ne konuşuyorsun gıııııııızzzzzz çabuk mutfağa..."
Bugün 1993 'ün güz mevsimi ne zaman içim güldü ki ve ne zaman bahara döndü ki günlerim kendimi derslerime veriyorum yalnızlık çemberimi kırmak için işte bir hafta sonu evdeyim babaannem içerde ben se dut ağacımın yanında dışarda yazıyorum günlüğümü.Dut ağacına sırtımı verdim serin fakat üşümediğim bir hava üzerimde kolsuz bir hırka biliyorum ki yaşıtlarım anneleri ile alışverişte mağazalarda veya babalarının arabası ile bir öğle sonrası başbaşa ailece yemekte ve de çok şık ve güzel olmalılar.Yalnızlığıma öyle alıştım ki bu düşündüklerimden ürküyorum bazen aynı mutluluk bana yabancı ve azab verecek sanıyorum dönüp ağacımın dallarına ve çizgilerle dolu gövdesine damarlarına boğumlarına bakıyorum ne kadar yalnız benim gibi ilginç değil mi ağaç olarak o da yalnız.Başka bir ağaç yok evimizin önünde daha doğrusu babaannemin ve dedemin evleri önünde benim hiç evim olmadı ki.Sabah uyandırılmayı annemin sesiyle...babamın veda öpücüğü...isteklerimi bir bir sıralayışım..hafta sonları birlikte olacağımız küçük seyhatler...yemek ve ziyaret günlerimiz...ahhh hiçbiri..hiçbiri olmadı...olmayacak ta.Gökyüzündeki bulutlar bakıyor bir başıma oluşum ve arkadaşı olmayan haliyle küçük sıska zayıf halime kaç bahar ve güz ve kış ve tatiller geçti benim mevsimlerim hep ayazdı. sabah soğukları gibi.Babaannemim sesini duymamışım bile söylenerek çağırıyor içeri beni acıkmış olduğumu düşünmeli büyümüş te küçülmüş bir duruşum mu vardı bilmiyorum üzerimdeki bakışları hep manidar bulmuşumdur.Bu kıza yine bir haller gelmiş...türünden fısıltıları bilmiyor değildim....çaresiz günlüğüm burada kesmek zorundayım..( devam edecek )

28 Temmuz 2011 4-5 dakika 44 öyküsü var.
Yorumlar