Nadasa Bıraktım Yüreğimi Bir İntihar Süsü Vererek

Delikanlı bir sigara daha yaktı. İçinde anlam veremediği bir sıkıntı vardı. Kafasını kaldırıp lambaya doğru baktı göz gezdirdi dağınık odasına. Sigarasını çatlamış dudaklarına götürmekten başka bir şey düşünmek istemiyordu. Ama sürekli ?keşke' diyordu. Olay yer mekân kişiler aynıydı. Sürekli geçmişi değiştirmeye çalışıyordu kendince. Aynı sahneyi, binlerce kez yazdığı farklı senaryolarda oynuyordu. Ve her defasında biraz daha yanıyordu canı. Unutmak istedikçe hatırlıyordu. Çok uzun bir ilişkisi de olmamıştı delikanlının. Kendi aptallığına kızıyordu. Nasıl inanmıştı her söylediğine. Bir hafta önce birbirlerini tanımıyorlardı bile! Kız kalkıp delikanlıya herkesin dilinde sakız olan o iki kelimeyi söyledi. ?Seni Seviyorum' Delikanlı o kadar uzaktı ki sevilmeye. Bu hayatta kendince görmediği tatmadığı çok az şey kalmıştı. En başta da sevilmek vardı. O hep sevmişti zaten sevmek yabancı değildi delikanlıya. Ama çoğunluğu karşılıksız kalmıştı. Buruşturup buruşturup attığı sayfalarda sonu gelmeyen ve gelmeyecek kimi zaman bir cümle kimi zaman bir hikâye olmuştu aşkları. Birkaç kızla bir şeyler yaşadı tabikide. Ama ne zaman sevse elinde parçalandı umutları.
Tüm kapılar kapanmıştı artık yalnızdı. Sığınacağı bir liman yoktu. Hep karşılıksız olmuştu aşkları ?seni seviyorum' diyemeden gitmişti sevdikleri delikanlıdan bir haber. Bu sefer farklıydı. Kızda onu seviyordu sözde. Yıllarca beyaz kâğıtlarda sakladığı gülüşü geri gelmişti onunla beraber. Hayaller kuruyordu yarına dair. Sanki ondan önce yaşamamıştı ya da kötü bir rüyadaydı. Kendini öyle kandırmıştı ki genç adam öyle bir inandırmıştı ki. Dünyasının merkezine aldı kızı. Kız onun mabediydi delikanlı ise kendini kiliseye kapatmış bir rahip misali ona tapıyordu tüm gün. Hayat bundan ibaretti onun için.
Günlerden çarşambaydı. Hiç sevmediği Çarşamba. Kız arkadaşıyla buluşacaktı heyecanı soluklarını bile düzensiz bir hale sokuyordu. Kızın gözlerinden anlamıştı bir şey olduğunu. Uzatmanın anlamı yok kâfenin birinde ayrılmışlardı. Kız buraya kadar dediğinde şaka sanmıştı delikanlı. Ama her şey bitmişti kız için. Gerisinin ne önemi vardı...
Çatlamış dudakları yandığında fark etti sigarasının bittiğini. Bir toz bulutu gibi dağıldı kafasında ne varsa. Unutmadığı unutamadığı ona en derin yaraları bırakan sevdiği kim bilir kaçıncı rüyasındaydı. Camı açtı delikanlı ciğerine vuran soğuğa inat gökyüzüne baktı. Evreninin sonsuzluğu geldi aklına ve her şeyin ne kadar basit olduğu. Masanın kenarında duran jilet çarptı gözüne. Kapadı pencereyi jileti aldı eline. Kaybedecek hiçbir şeyi yoktu. Nadasa bırakmıştı yüreğini ama bir halta yaramamıştı. Kızdan ne bir mesaj ne bir haber gelmişti ayrıldıklarından beri. Çoktan unutulmuştu delikanlı. En ağırı da buydu onun için. ?sen onsuz bir saniye bile geçirme, her şarkıda ondan bir şey bul acı çek, uğruna şiirler öyküler yaz karşılığında seni unutsun. ? bunu düşünmek bile yeterliydi delikanlı için. Yeterince bahanesi de vardı bu hayattan vazgeçmek için. Sağ kolunu sıvadı. Elinin üstünde ki façalara baktı, gülümsedi. Kimseyi ilk aşkından daha fazla sevemezdi sözde ilkler başkaydı. Şimdi ne olmuştu da bileğini kesmeyi göze alıyordu. Bir sigara daha yaktı. Gece bu kadar çabuk terk edilmeyecek kadar güzeldi. Hem daha dört saat vardı babasının onu uyandırmasına. Bir elinde jilet bir elinde sigara, kalbine sığmayan acılarıyla oturdu bir köşede sabaha çok vardı...

24 Mart 2009 3-4 dakika 15 öyküsü var.
Yorumlar