Nefreti Kurutan Gül Tohumları

Bir varmış bir yokmuş. Bir zamanlar adı kendisinden, kendisi de adından güzel mi güzel, şirin mi şirin bir Çiçek Kız varmış. Gülünce yüzünde güller açarmış. Gözünde güneş doğarmış.
Bir gün bu güzeller güzeli Çiçek Kız, bulutlarla arkadaş olmuş. Bazen buluttan bir ata biner, şehir şehir gezermiş. Sonra da arkadaşlarına Çiçek Kızın bulut seyahatleri diye masallar anlatırmış.
Çiçek Kız bazı geceler de yıldızlara arkadaş olurmuş. Aydedenin yıldız bahçesinde doyasıya oynarmış. Küçük yıldızlarla el ele tutuşurmuş. Yıldızlar bu Çiçek Kızı çok severlermiş. Onlar da el ele tutuşur, salıncak olurlarmış. Sonra da çiçek kız bu yıldızdan salıncağa biner sallanırmış. Yükseklere çok yükseklere çıkarmış.
Dünya çocuklarına selam yollarmış. Ağlayan bir çocuğu görse hemen yanına gidermiş. Onun üzüntüsünü paylaşırmış. Sonra da onu alır gelirmiş. Beraberce yıldız bahçesinde doyasıya oynarlarmış.
İşte yine Çiçek Kızın yıldız bahçesinde oynadığı bir geceymiş. Yıldızdan salıncağa binmiş, gökyüzünde sallanıyormuş. Dünya ayaklarının altındaymış. O sırada bir evin penceresinden kavga eden bir anne ile babayı görmüş. Yanlarında da kavgalarından dolayı üzülen gözü yaşlı bir çocuk varmış. Anne ile baba kavgaya devam ederken çocuk usulca oradan ayrılmış. Balkona çıkmış. Oracığa uzanıvermiş. Anne babasının kavgasından uzak durmak istemiş. Gözlerinden akan damlacıklar yüzünde pembe pembe çiçekler açtırmış.
Yıldız salıncağında sallanan Çiçek kız, o üzüntülü çocuğun balkona uzanıverdiğini görmüş. Küçük bir yıldıza seslenmiş;
Hey Sevgi Yıldızı! Bak şurada ağlayan bir çocuk var. Gözlerinden hüzün damlacıkları dökülüyor. Yanına gidelim mi?
Sevgi Yıldızı; Çiçek Kız, ne kadar iyisin. Ağlayan bir çocuk gördün mü dayanamıyorsun. Atla sırtıma da seni oraya götüreyim.
Çocuk balkonda yıldızlara bakıyormuş. Üzüntülü bir kalple dua etmiş. ?Allah'ım ne olur, anne babalar kavga etmesinler. Çocuklarını üzmesinler. Sevgiyi yüreklerine nakış nakış işlesinler.
Onlar kavga edince, inan ki ben çok üzülüyorum. Anne babaların kalbine sevgi tohumları ekilsin. Yüreklerinde şefkat çiçekleri açsın. Umut meyvelerini çocuklarına sunsunlar.
Çiçek Kız ve Sevgi Yıldızı çocuğun bu güzel duasını işitmişler. Usulca balkona, onun yanına inmişler. Birden balkon ışıl ışıl parlamış. Çocuk şaşkın şaşkın etrafına bakmış. Bir de ne görsün! Küçük bir yıldız ve çiçek kız yanında durmuşlar.
Çiçek Kız:
- Sevgili arkadaşım niye üzülüyorsun? Bu gözyaşların neden dökülüyor? Bak biz sana arkadaş olarak geldik. Benim adım Çiçek Kız'dır. Bu yıldızın adı da Sevgi Yıldız'ıdır.
Çocuk bu sözleri işitince gözünde güller açmış. Üzüntüsünü paylaşacak arkadaşlar bulduğu için çok sevinmiş.
Sevgi Yıldızına:
- Şey Sevgi Yıldızı senden bir şey isteyebilir miyim?
Sevgi Yıldızı:
- Tabi güzel çocuk, Çiçek Kız ile ben çocukların mutluluğu için çalışıyoruz. Onları sevinçli gördüğümüz zaman biz de seviniyoruz.
Çocuk: Benim annemle babam sürekli kavga ediyorlar. Sonra da bana kızıyorlar. Onların ayrılmasından korkuyorum. Devamlı tartışmalarına üzülüyorum. Sen onların kalbine sevgi tohumları yerleştirebilir misin?
Sevgi Yıldızı:
- Güzel çocuk, benim ?Gül Yıldızı? adında bir arkadaşım var. Ona söyleyeyim. O kalplere gül tohumu serperek, nefret dikenlerini kurutur.
Çocuk:
- Bu gece o arkadaşını da çağırabilir misin? Tatlı bir uyku için, annemle babamın mutlu olduklarını görmem yeter. Yoksa hep böyle üzgün olacağım. Ne olursun Sevgi Yıldızı, Gül Yıldızı arkadaşını çağır.
Sevgi yıldızı, Çiçek Kıza dönerek:
- Çiçek Kız ne dersin, çağıralım mı Gül Yıldızını?
Çiçek Kız:
- Hayır çağırmayalım.
Bu sözü duyunca çocuk daha çok üzülmüş. Çiçek Kıza:
- Sen benim iyiliğimi istemiyorsun öylemi? Ben de senin üzgün çocuklara yardım edeceğini sanıyordum. Hani benim arkadaşımdın? Arkadaş sevdiğine böyle mi yapar?
Çiçek Kız:
- Hayır, hayır güzel çocuk, seni tabi ki çok seviyorum. Bunun için de ilk önce seni yıldız bahçesine götürmenin daha iyi olacağını düşündüm. Sonra da Gül Yıldızından tohumları alırsın. Annenle babanın kalbinin üstüne serpersin.
Çocuk buna çok sevinmiş. Çiçek Kız ve Sevgi Yıldızı çocuğun elinden tutmuşlar. Aydedenin yıldız bahçesine götürmüşler. Aydede gülen gözleriyle onları karşılamış. Onlara:
?Hey Sevgi Yıldızı, Çiçek Kız! Bu gece yine üzüntülü bir çocuk bulmuşsunuz.
Çiçek Kız:
- Sevgili Aydedem. Dünyada sevmesini bilmeyen insanlar çocuk sahibi oldukça, üzüntülü çocuklar eksik olmayacaktır. Biz de o çocuklara sevgiyi anlatmaktan usanmayacağız. Onlara yardım etmekten yılmayacağız.
Çiçek Kız, konuşmasından sonra, çocuğa Aydede'yi tanıtmış:
?Bu, bizim yüzünde güller açan dedemizdir. Umut dağıtan büyüğümüzdür. Onu üzgün görürsek biliriz ki, bir çocuk üzülmüştür. Yıldızlarını gönderir, o çocuğun kalbine umut ve sevinç tohumları doldurtur. Böylece çocuklar gülünce onun da yüzü güler.
Çocuk:
- Sizinle tanıştığıma çok sevindim sevgili Aydede. İzin verirseniz yıldız bahçesinde oynayabilir miyim?
Aydede eliyle uzun aksakalını tutarak, gülümseyen bir yüzle, çocuğa:
- Ne demek benim masum çocuğum. Bu bahçe tüm dünya çocuklarınındır. Sevgiyle oynayın. Umutla yarınlara koşun. Çünkü mutlu yarınlar, siz çocukların umut dolu gözlerinde saklıdır. Daha geçen gün yine senin gibi gözü yaşlı güzel bir çocuk gelmişti. O da annesi ile babasının kavga etmesinden dolayı çok üzülmüştü. Ama Gül Yıldızının tohumlarından alarak eve gittiğinde güneş ışıldayan gözlerle evlerine sevinç ışıkları doldurmuştu. Sen de üzülme sevgili çocuğum. Siz masum çocuklar tüm iyiliklere layıksınız. Haydi, şimdi sen de git oyna ve eğlen yıldız bahçesinde.
Çiçek Kız ile Sevgi Yıldızı çocuğun elinden tutmuşlar. Doğruca sevgi bahçesine götürmüşler.
Bahçe gecenin karanlığında ışıl ışıl parlıyormuş. Yıldızlar sanki dünya çocuklarına göz kırpıyorlarmış. Bu kalbi hüzünlü çocuğu da sevindirmek istemişler. Hemen el ele tutuşarak, güzel bir salıncak olmuşlar. Çiçek Kız çocuğu yıldızdan salıncağa oturtmuş. Sonra da onu sallamaya başlamış. Çocuk o güne kadar yaşamadı büyük bir sevinç yaşıyormuş. O sırada başının üstünde bir yıldız dönmeye başlamış. Bu yıldızın adı da Gül Yıldızıymış.
Gül Yıldızı:
?Sevgi dolu kalp, mutluluğa açılan kapıdır. Ey anneler, ey babalar beni duyun! Kalbinizdeki sevgi kapısını kapatmayın. Gülfidanlarını soldurmayın. Onlar şefkate muhtaçtır. Onlar ilgiye muhtaçtır. Onların yanında kavga etmeyin. Gözlerindeki umut güneşini karartmayın. Onlar sizin sevginizle yarınlara umutla bakarlar.
Gül Yıldızının bu sözleri gökyüzünden dünyaya yayılmış. Derler ki o gece, sevgiyi yüreklerinden sürgün eden anne babalar, hep korkulu rüyalar görmüşler. Yüzlerindeki öfke buzları, sevgi güneşiyle erimiş.
Bu sırada çocuk, yükseklerde uçuyormuş. Yıldızlar tekrar el ele tutuşmuşlar. Güzel bir kaymaca olmuşlar. Çocuk, Çiçek Kızın elinden tutmuş. Kaymacanın en üstündeki yıldızın sırtına çıkmış. Yıldızların üzerinden kayarak, yüreğine sevgi havacıkları doldurmuş.
Çocuk o gece yıldız bahçesinde doyasıya eğlenmiş. Gecenin ilerleyen saatlerinde Aydede, Çiçek Kıza seslenmiş:
- Hey Çiçek Kız! Vakit epey geçti. Haydi çocuğu yüreğindeki sevgiyle evine götürüver.
Çiçek Kız:
- Peki, Aydedeciğim, dedikten sonra hemen çocuğun yanına gitmiş. Ona: Güzel çocuk haydi eve dönüyoruz.
Çocuk oynamaktan yorulmuştu. Çiçek Kızın bu isteğine karşılık: Şey Çiçek Kız, Gül Yıldızından gül tohumlarını alabilir miyim? Bu güzelliği bir de annem ve babamla paylaşmak isterim. Bir de onlarla böyle oynayabilsem dünyalar benim olur.
Çiçek Kız:
- Tabi güzel çocuk, dedikten sonra Gül Yıldızına dönerek: Gül Yıldızı çocukların sevilmesi için serptiğin o tohumlardan verebilir misin? Bu hüzünlü çocuğun annesi ve babasının kalbide nefret dikenleriyle dolmuş. Onları ancak senin gül tohumların kurutur.
Gül Yıldızı:
- Bu gece hem sana hem de çocuğa gül tohumlarımdan vereceğim. Sen dünyanın üstüne serpersin. Çocuk da anne ve babasının kalbinin üstüne serper. Böylece hem dünya insanları birbirini sever hem de nefret ve düşmanlıklar kurutulur. İyilik fidanları yetişir. Çocuğun annesi ile babası da kavgayı bırakırlar. Birbirine sevgiyle yaklaşırlar, dedikten sonra biraz çiçek kıza biraz da çocuğa gül tohumlarından vermiş. Gülen gözleriyle onların arkasından bakmış
Çocuk yıldız bahçesinden ayrılırken hepsine teşekkür etmiş. Bu sefer gözünde yaş damlacıkları değil, sevgi parıltıları dolaşıyormuş. Mutluluğu yıldızların dostluğunda görmüş. Nefretin olmadığı yerde insanların da mutlu olabileceğini anlamış. Aydedenin tüy gibi yumuşacık ellerindeki şefkati saçlarında hissetmiş. Hala onun sıcaklığı başındaymış gibi geliyordu.
Çocuk oradan ayrılırken yıldızlar da el sallıyormuş. Sevgi Yıldızı, Umut Yıldızı, Gül Yıldızı, Şefkat Yıldızı, Hoşgörü Yıldızı, Dostluk Yıldızı ve daha nice güzellik yıldızları onları yolcu etmişler. Diğer yıldızlar da el ele tutuşmuşlar. Onlar için dünyaya doğru bir kaymaca olmuşlar. Çiçek kız ve çocuk bu yıldızdan Kaymacanın üstüne oturmuşlar. Kendilerini büyük bir mutlulukla dünyaya doğru bırakmışlar.
Çocuk, Çiçek kıza tekrar çok teşekkür etmiş. Onun gül yanaklarından öpmüş. Gülen gözleriyle oradan ayrılan çiçek kıza el sallamış.
Çocuk, Çiçek Kız oradan ayrılınca hemen annesiyle babasının odasına koşmuş. Onların uyuduğunu görmüş. Yüreğinde getirdiği gül tohumlarını kalplerinin üstüne serpmiş. Birden bire oda ışıl ışıl parıldamaya başlamış. Odanın her tarafına gül çocuklar doluşmuş. El ele tutuşarak mutluluk şarkısı söylemişler. Anne ve babanın yorganına gülen çocuk resimleri yapmışlar. Çocuk odadaki bu neşeli gül çocukları görünce biraz da onlarla oynamış. Sonra da oradan usulca ayrılmış.
Çocuk odadan çıktıktan sonra gül çocuklar bir araya gelerek büyük bir gül anne olmuşlar. Gül anne, çocuğun annesi ile babasının yataklarının üstüne eğilmiş. Onların kulaklarına şöyle fısıldamış: ?Kavga etmeyin, sevgiyi tüketmeyin. Çocuğunuz umuttur. Umudu soldurmayın. Onun gözünde birer ışıksınız. Işığını söndürmeyin. Çocuklar yarınların umudu, gülfidanlarıdır. Yarınları boynu bükük bırakmayın. ?
İkisinin yanaklarını gül dudağıyla öpmüş. İkiye ayrılarak, onların kalplerine girmiş. Birden anne ile babanın yüzünde gülün o masum pembeliği canlanmış tebessüm ışığı yansımış
Çocuk, anne ile babasının yüzündeki gülümsemeye çok sevinmiş. O mutlulukla yatağına girmiş. Tatlı tatlı uykuya dalmış.
Sabahın ilk ışıklarıymış. Güneş gülümseyen yüzüyle tepelerin ardından görünmüş. Çocuk annesiyle babasından önce kalkmış. Elini yüzünü güzelce yıkamış. Sonra da gökyüzünde kaybolmaya başlayan arkadaşlarına tekrar el sallamış.
Bu gün olacakları çok merak ediyormuş. Acaba annesiyle babası yine kavga edecekler mi? Gül tohumu yüreklere sevgi çiçeği ekmiş midir? İşte bunların cevabını bugün alabilecekti.
İşte babasının sesi geliyordu. ?Günaydın canım. Nasıl iyi uyuyabildin mi?? Annesi de ona cevap veriyordu. ? Sana da günaydın canım. Bugün oldukça güzel uyudum. Hemen kahvaltını hazırlayayım da işe aç karnına gitme.?
Çocuk gözlerine inanamıyordu. Gerçekten bu konuşan kişiler kendisinin annesi ile babası mıydı?
Şimdi de kendisinin odasına doğru geliyorlardı. Kapıyı yavaşça açtılar. Rahatsız etmemek için usulca yorganı kaldırdılar. Çocuk olacakları merak ettiği için uyur numarası yapıyordu.
Anne ile baba ellerini dudaklarına götürerek ses çıkarmamaya çalışıyorlardı. İlk önce anne yorganı hafifçe kaldırıp çocuğun gül yanağından öptü. Sonra da babası alnından öptü.
Sonra kendi aralarında konuşmaya başladılar.
Baba:
- Biz çocuğa çok haksızlık yaptık. Sürekli olarak onun yanında kavga ettik. Onu sürekli üzdük. Boynunu büküp yanımızdan ayrılmasına aldırış etmedik. Onu hiç çocuk bahçesine oynamaya götürmedik. Bugün vaktin olursa onu çocuk bahçesine götürü müsün?
Anne:
?Ne demek vaktin olursa canım. Ben, çocuğuma vakit ayırmayacağım da kime ayıracağım. Tabi ki onu, bugün çocuk bahçesine götüreceğim. Salıncağa bindireceğim. Kaymacada kaydıracağım. Onunla beraber gezeceğim.
Çocuk bu sözleri duyunca daha fazla dayanamadı. Hemen yataktan çıkıp annesiyle babasının boynuna sarıldı. Onlara: Anne baba sizleri çok ama çok seviyorum. Yüreğinizdeki sevgi pınarı beni tekrar hayata bağladı. Ne olursunuz bundan sonra birbirinize kızmayın. Kavga etmeyin. Ben sizlerle hayatı seviyorum. Sizin sevginiz olmazsa ben ne yaparım.
Güneş bu güzel tabloyu görünce ışıldayan gözlerle odaya girdi. Anne ve babanın yüreğine tüm sıcaklığını, sevecenliğini yansıttı.
Gül tohumunun atıldığı bu evde gülün o güzelim kokusu hissedilmeye başlamış.
İşte bu sırada bizim Çiçek Kızımız da, gökyüzünde dolaşıyormuş. Elinde Gül Yıldızından aldığı binlerce gül tohumu varmış. Gül tohumlarını serperken dünyamızın üstüne, gözlerini kapatmış. Bir dilekte bulunmuş.
?Ağlamasın çocuklar. Üşümesin çocuklar. Savaşlarda ölmesin masum yavrular. Gülfidanları solmasın. Yarınlar çocukların gül bahçesi olsun? derken kendisi de süzülmüş özlediği barış ve sevgi dolu dünyaya. Çocuk ne zaman ışıldayan bir yıldız görse, el sallarmış sevinçle.
Gül tohumları kalplerdeki nefreti kurutmuş. Sevgi fidanları yeşertmiş. Kalplerdeki kırgınlıkları gidermiş. Barış rüzgârları estirmiş. Acımasızlık dikeni kırılmış. Şefkat çiçeği açmış.
Çocuklar gül tohumlarının yeşerdiği dünyada yarınlara umut dolu gözlerle bakmışlar.

15 Şubat 2009 14-15 dakika 77 öyküsü var.
Yorumlar (1)