O Kirli Yeşil Tişört

Ey sevgili, eğer bir gün buralardan gidersem ,,dersin'ki..! Yazdı çizdi karaladı merakı varmış biraz onu araladı ,çiçeklerden ,kırlardan gök doğa ufkunda'ki sırlardan bahsetti,daha sonra aşktan yana cümleler kurmaya başladı. Yani biraz geç anladım ama,meğerse beni seviyormuş.
Tarafıma ilettiği yemek davetleri ,müzik dinletileri falan, '' eh pes yani'' dün bir bugün iki. Hep çocukca davranmayı yeğledi ,tabiyatı ise ağırdı ağır ve kabaydı yazıp çizdiğinde bu açıkça belli oluyordu , dersin.

Güya bana pembe boyalı evler alacakmış,belediye hopörlerine gidipte anons yaptırmadıgına şaştım doğrusu,duymayan kalmamıştı..Hata yaptı hata,dostluğu arakadaşlığı ,bir aşk gibi görünce, hata yaptı,pek tabi'ki,sonraları herkes ona sırtını dönünce,eminim'ki bir şeyler hissetti utandı,mahçup oldu,fakat kalb kırgınlığı 'ha ,deyince,aşılacak bir engel değildi,

Aykırı olmasına ragmen,farklı tabiyatındaki karmaşa,hep onu düşünmeme sebep oluyordu,lakin bu bir aşk, hiç mi hiç değildi,her geçen gün biraz daha uzaklaşmaya başladık yani, ben mesafe koymuştum.Daha sonraları heralde aklı başına 'dank' ,etti'ki dedim,sessizleşmişti köşesinden çıt çıkmıyordu, aradan geçen ,gün ay değil ,mevsimdi dersin.
Yani kış mevsiminin,kendini yavaş yavaş bahara bırakması ,kalın kazaklar içinde kalan bedenimiz ,çat pat gün ışıgı görüyor,güneş gökte daha bir az kalıyordu,nisan ayı ile birlikte yagmur bulutlarının geçişleri bile hızlanmıştı,gök doğa ufkunda'ki açan çiçekler rengarenk kuşlar, bahar ayı işte her bir damla yagmur topragı ateşliyordu,cana can katıyordu,akabinde kalblerimiz bile daha bir hızlı atıyordu bu aylarda ,el ele gezen her bir yaştan insan, mutluluk paylaşımını daha bir haz alarak yaşıyordu, hele yeni tanışmışlığın verdiği mahçubuyetle,çekingen kalanlarsa görülmeye degerdi

Artık yeniden mutluydum dersin,üstelik daha gün içinde,gelecek olan yarından bile umutluydum,taaki' bir yakın dostum olan arkadaşım,o kara kuru adamı görene dek,,gelipte bunu bana haber verene dek,,geriye dönük tüm olumsuzlukların bir daha yaşanmıyacagını zannediyordum,ve umuyordumki bu düşünce ile kalırdım ,çünki fazlasına hiç ama hiç tahammülüm yoktu,dersin
Bahar ayı çerçevesinde yapılan tüm etkinliklerde karşılaştık fakat yine beni şaşırtmıştı,yüzüme bakmıyor 'kırıldım' ,dediği arkadaşlarıma ise selam dahi vermiyordu, ilgimi çeken diger bir şey,tıraşlı ve spor giyinmesine ragmen. yeşil tişörtünü bir türlü değiştirmiyordu, bu kirli tişört'te ne buluyordu bilmiyorum, jöleli saçlarla dolaşmayı biliyordu, pahalı kokular falan,yani kulagıma geliyordu,elbet ve göz ucu ile'de takibimdeydi,her zaman yenisi ile değişen pantlonlar ,ayakkabılar,of of ' diyordum, '' ne olacak işte'' ağır tabiyatlı bir adamdı,en nihayetinde,hiç anlamamıştım onu ,belkide anlamak istememiştim.


Şimdilerde bilmiyorum artık o bana çok uzak ,hem zaten sıcak yaz günleri ,kendini göstermeye başlamıştı,çocukların okul bitimleri ,tatil hazırlıkları,derken,günler uzamasına tezat,, daha bir çabuk geçiyordu,hatta bir gün,kendi kendime .''çok meşgulüm çok'' diyordum'ki,radyoda bir şarkının sözlerine takıldım aniden ,oturdum'da güldüm desem yeridir, yani şarkı bile ,''çok derdim var'' çok diyordu ..fakat işte o an yine bu ağır tabiyatlı kara kuru adam aklıma gelmişti,of 'of dedim,,koşarcasına kendimi soğuk bir duşun altına bırakmıştım,,su zerrecikleri üzerime buz saçakları gibi düşüyordu,,''hayır'' hayır,istemiyorum '' dedim, banyodan çıkıp aynanın karşısında, saçlarımı kuruturken yüzüm gergin kaşlarım çatıktı, yeşil gözlerim'se adeta çehremi sorguluyordu, ''olamaz'' dedim '''çok şaşkındım çok''' daha yeni anlamıştım, arşimetten farkım kalmamıştı,başımı sağa sola sallayarak,,'''seni kirli,yeşil tişört'lü adam ''' dedim. demek bunun içindi '''yeşili seviyordun ha''' yani ğözlerimi ,yani beni,unutmamış'tın seviyordun, dedim ,,dua etsin'ki o an karşımda değildi onu parçalayabilirdim,çok sinirlenmiştim çok.

Günler haftalar birbirini kovalıyordu ,yazlıktaki evimizde çocuklara kol kanat oluyor, annemin sağlığı ile ilgileniyordum, gelip giden dostlar falan, derken ağustos'un sonunu bulmuştuk ,geceleri ılık ılık rüzgar'lar esmeye başlamıştı,bu arada gözlerime kahverengi lens'ler taktırmış saçlarımı kına rengine boyatmıştım, çok değişmiş'tim çok, fakat bir o kadar 'da yine şaşkındım daha sonraki günlerde yaşayacagım bir tesadüfü, başkası bana anlatsa,''hadi canım'' bile diyebilirdim,
Rutin bir akşam üstü yemek sonrası gezintimizi yapıyorduk,küçük kasabanın belediye parkı hınç'a hınç doluydu dondurmacıya tam gelmiştik'ki o loş ışıkların altında bir adamın yazıp çizdigini fark ettim ,yani yazıp çizeni kelimeleri peş peşe dizeni hep gıpta ile takip etmişimdir,kim'miş diye görecek'miş gibi,yavaşlayarak başımı uzatırken '''aman tanrım ''' dedim bu o adam'dı ,ellerimi yüzüme kapatırken gözlüğüm yüksek bahçe çiçeklerinin üzerinden tam onun önüne düşmüştü ,egildi gözlüğümü yerden aldı yüzünü bana döndü fakat park lambasının gölğesinde oldugum için karanlık'ta kalmıştım kim oldugumu fark edemezdi.''buyrun bayan ,gözlüğünüz'' dedi elim terlemişti,parmaklarım titriyordu, kendime hakim olamıyordum, gözlüğe uzanmam'la birlikte bayılmışım,yanlızca beni kollarına aldıgını hatırlıyorum .kaslı vucudu tenime sıkıca temas etmişti ', sonrasında kendime geldiğimde annem bir taraftan hayıflanırken''tanrıya şükür kızım'' diyor'du , çocuklarsa muzip bir şekilde,''annem menüdeki tüm balıkları yedi .gıda zehirlenmesi,geçiriyo'' demişlerdi ..fakat..''o bey .'' dedim ..annem o adamın kendilerine haber verdikten sonra gittiğini söyledi .çok kibar ve nazik bir bey oldugunu vurgulamayı'da ihmal etmemiş'ti.ve akabinde muzipce. '''kızım 'bana o bey anne dedi''' deyip gülümsemişti..yani nerdeyse oraya dondurmacı çocuk 'ta gelip bir espiri yapacak sandım..

Bir daha onu hiç görmedim ne bir sonra'ki yaz ayında .o park!ta, nede kışın,ve bazen öylesine aklıma gelmiyor değil hani ''özellikle o yeşil kirli tişöt'ü ''dersin,



ey sevgili soranlara işte aynen böyle der ve anlatırsın,anneme anne demişti dersin,,ve defalarca anlatırsın ( canım aşkım nur bakışlım)............

11 Temmuz 2010 6-7 dakika 26 öyküsü var.
Yorumlar