Öyle Bir Tüter Duman ki

Geceden beri yağan kar nerdeyse bir metreye ulaşmıştı. Yürümek imkansız, evden ahıra gitmek büyük bir eziyet olmuştu.Akşam lapa lapa ne de güzel yağıyor diye tahayyül etmiş, mekan falan dinlemeden oradan oraya beyaz atların sırtında uçup gitmiştim.

Her düşen kar tanesini taşıyan bir melek olduğunu anlatmıştı ninem. Yağan her kar tanesinin şekli diğerinden farklıymış, birbirine değmeden yağarlarmış.Eğer birbirlerine değseler koca koca kar topları olup insanları hatta bütün canlıları yaşanmaz kılarlarmış.

Kalın ve otoritesi her harfinde ağırlığını koruyan bir sesti beni ayağa fırlatıp tir tir titremeyle beraber soluk soluğa bırakan,heyecanlandıran...

-İbrahammm , İbrahammm...

İlkokul beşinci sınıfa gittiğim için evin büyük oğlu olarak, babamın baş yardımcısıydım. Bu benim gurur kaynağımdı, lakin her gün aynı işleri yapmaktan bazen bunalıyordum.
İyi de beyaz bir hayal bu kadar kısa sürede çileye nasıl dönüşürdü ? Allah'ım.

Korkulu ve titrek bir sesle;

-Gel dim, Ba ba...

- Çabuk kar kürüyücüyü al, küreği al koşarak gel...Ahır kapısında kapı gibi duran babamın bu sabahki ilk emir cümleleriydi bunlar...


Evin ve ahırın damlarındaki karları iki saate yakın sürede kürümüş, bahçeye öbek öbek yığmıştım.Alnımda bulgur bulgur olan terleri, elimin tersiyle silerken...
-Allah'ım nedir her kış yaşadığımız bu çile?...Neden ? Niye? Niçin? bütün soru cümleleri geçti aklımdan...

Cevabını bulamadığım, bulmak için sorusunu soracağım tek mercinin babam olduğunu düşününce vazgeçtim bu düşüncelerden...Aşağıdaki öbeklerde at arabasına atılıp, köyün bir kilometre ilerisinde geniş araziye yığılacaktı. Koşarak ahıra girdim, dert ortağım Kevgir'i dışarı çıkardım. Arabaya bağladım...Kar öbeklerini yine zar zor gücümün yettiğince atmaya başlamıştım ki;

-İbraham çabuk gel buraya!... Babam yine emir tellaki eden bu cümleyi biraz daha munis seslendirmişti . Anladım ki, yaptığım işleri beğenmiş...Koşarak yanına gittim...Cebinden on kuruş çıkarıp verdi. Sonra;

-Biraz dinlen, öyle götürürsün dedi.

Babam; ahırı temizler, hayvanlara yem verir, sularını içirir ahırın önündeki tahta sandalyeye otururdu. Her zamanki gibi ayak ayak üstüne atmış vaziyette;

Yeleğinin sol cebindeki köstekli saatine baktı...

-Oooo saat on olmuş, nerdeyse öğlen okunacak !
dedi.


Bu seferde yeleğinin sağ cebinde ki tütün tabakasını çıkardı...Büyük bir özenle sigara kağıdına tütünleri yerleştirdi...Sonra bir ucu kalın, bir ucu ince sarılmış sigarayı, iki dudağının arasına alarak iki kağıdın ucunu yapıştırdı. Oltu taşından yapılmış ağızlığını çıkardı. Sigarasını yerleştirdi. Muhtar çakmağını yakışı bile bir eda ve ahenk içerisindeydi. Sigarayı yakıp, derin bir duman çekti...

Kaç dakikadır izliyordum babamı bilmiyorum, benim en büyük kahramanımdı o.
Bir an için hayale dalmışım;

En yakın arkadaşlarımla bile biraz cebelleştik mi, sol ayak önde, sağ el cepte poz vari tavıra bürünüp;

-Benim babam ,sizin babanızı döver...Benim Babam Cüneyt ARKIN gibi bir vuruşta üç kişiyi yere serer anladınız mı? yaa...deyip babalarımızı yarıştırırdık çocuk aklımızla...

Ne zaman aldığımı bile hatırlamıyorum, yerden almış olduğum kısa çubuk, taş ve tahta parçası da benim sigara takımımmış ...Babam ne yapıyorsa onu yapıyormuşum...Ta ki suratımın ortasına yediğim okkalı tokatla yere yığıldığımda elimden yere düştüklerinde anladım...

Gökyüzünde sayacak yıldız bile yoktu.Allah'tan yeni yağmış karlı eyvanımız yumuşaktı ve yüzümün haricinde bir yerim acımamıştı.

Ağlamak mı? Erkeksen ağla... Suratım da eminim ki beş parmağının izi duruyordu. Beni taşımakta zorlanan ayaklarımın üzerinde sendeliyordum. Beynimdeki hücreler kavisler çiziyordu. Başım dönüyor,yere düşmemek için kendimle mücadele ediyordum.

-Bana bak İbraham ,babanın yaptığın deel, dediğin yapacan...

Titrek ve acılı bir ifadeyle...

-Cigara içmek kötü bir şey mi baba ?
dediğimi hatırlıyorum...

Annemin içirdiği ayranla kendime gelmişim...

Bu hatıramı konu açıldığında her yerde anlatıyorum. Lakin o gün bugündür o mereti babam gibi ahenk ve teferruatla içmiyorum ama günde iki pakete yakın içiyorum.Babam yetmişini aşmış, akciğer kanseriyle mücadele ediyor...

Ben mi?

Evde sigara içmiyorum. Lakin kokusunu gizlemek için sürdüğüm parfümler bile kokuyu giderme de acziyet yaşıyor. Çocukluğumda yaşadığım bu olayı babamın bana attığı tokadın günümüz versiyonuyla dokuz yaşındaki kızımın başını okşaya okşaya anlatıyorum.

-Baba

-Söyle kızım.
-Bana bir söz verebilir misin?
-Ne olduğuna bağlı...
-Sigarayı benim hatırıma bırakır mısın?
-Neden?
-Bak dedem akciğer kanseri olmuş, senin de olmanı istemiyorum da ondan...
-Haklısın kızım, bırakacağım bu illeti...
-Hayır baba, bırakacağım değil bıraktım demelisin...

-Sana söz veriyorum kızım, bir daha içmeyeceğim.

Sigara mı? Artık o benden ben ondan ayrı...İki yıla yakın oldu sigarayı bırakalı...Artık kendimden emin olduğum için bu yazıyı yazma gereği ve kararlılığını duydum.Yoksa etkili olmaz diye düşünüyorum.

Kızım ve ben sigarasız bir hayatta daha mutluyuz. Çok şükür Allah'ıma ....

25 Nisan 2012 5-6 dakika 84 öyküsü var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (3)
  • 12 yıl önce

    Sigara gibi kötü illetin bir an önce bırakılması aksi durumunda içeni terk etmesi kaçınılmazdır...Öyküleme ile ders mahiyetinde hatırlatma yapan yazınız güzeldi...İnsanlar paketine verdikleri parayla kitap alıp okusalar heralde çağın alimi olurlar...Bunun yerine sigara paketini tercih ederek çağın hastalığına yakalanıyorlar...İbret almak neden bu kadar zor...İbretlik kabirler sigara içmişlerle dolu...Farkına varmadan intihara adım adım gidiliyor.. Emanet bedeni katran çukuruna çeviriyor...İçmesen şu illeti ne olur be Ademoğlu...Kandırmasan kendini bir çöp ile...Harcamasan evladının rızkını haybiye...Ama uyarılar da nafile...İlla yaşayıp görecek ve kapısını çalan her tür hastalığa düşünce de eyvah çekecek...Ne yapalım kendi düşen ağlar hem de zırzır...😙😙😙

  • 12 yıl önce

    Değerli Selim Bey ,

    Öykünüze , hem yazım ve hem de içerdiği konu açısından diyeceğim hiçbir şey yok .

    Ayrı ve bitişik yazılması gereken -ki ve -de , -da ekleri için de bir şey söylemek istemiyorum .

    Elimden geldiğince ve de zaman bulduğumda " [b]hızlı yazmaktan kaynaklanan tuş hatası ![/b] " olarak algılayıp düzeltiyorum çoğu zaman . Yine de sizler gibi üretken arkadaşlarımızın bu gibi yazım konularına bundan böyle daha da özen göstereceğinizi düşünüyorum . ud83eudd20

    Ne var ki başlık konusunu yazmadan edemeyeceğim . 👎

    " Öyle bir geçer zaman ki " adlı şarkıdan esinlenilerek yapılan aynı adlı dizinin çok izlenilir olması sanırım sizlere bu başlığı attırdı . Oysa isterdim ki , " sigara içmenin kötü bir alışkanlık olduğunu anlayıp onu bırakan bir insanın örnek gösterildiği " bu öykünün başlığı yazım kurallarına uygun olsun . Yanlış değil , doğru örnek alınsın . 👍

    " Öyle bir tüter ki duman " ...😙

    Bilmem anlatabildim mi ! ud83eudd20

    Sağlık , mutluluk ve de sevgiyle kalınız...🙂

  • 12 yıl önce

    Değerli seçki kuruluna öncelikle teşekkür ederim.Ayhan Bey doyurucu ve çok önemli yorumunuza sonsuz teşekkürler.Evet günübirlik yazdığımız için çok hatalarımız oluyor.Düzeltmeye gayret etmeme rağmen yine de hatalırmız gözden kaçıyor...Yazının başlığı konusunda haklısınız...Lakin, böyle bir hata; bile bile yazıya dikkat çekme adına yapılmıştır.Selam ve saygılarımla