özüro

özüro

Ben özüro

Ekmekçi özüro

18 saat sıcak fırının karşısında kürek sallayan özüro

Fırıncı bekirin fırınında yaşayan özüro

Antebini terk etmeyen son ermeni özüro.

Ben özüro

Ben özüro doğduğundan beri çile çeken ne çocukluğınu ne gençliğini yaşayabilmiş kendi yurdunda garip özüro.

Ben bu kentte doğdum duvarcı ustası zakarianın tek çocuğuyum.

Farklı olduğumu ilk mektep yıllarımda hissettim.sokakta okulda,oyunlarda gavurdu adım.

Biraz kız gibi hissediyordum kendimi,onlara özeniyordum.Sesimde onlar gibi biraz inceydi.

Okul yolunda teneffüslerde bütün eğlenceleri bendim çocukların. Beni Müslüman yapmak için kendilerince yöntemler uydururlar .Enseme vururlar dürterler biri kelime i şehadet getirtmeye diğeri besmele çektirmeye uğraşır. Ençok korktuğum üzüldüğüm de beni ortalarına alır hepsi bir taraftan dürterek işaret parmaklarımı üst üste koyup oluşan haça tükürmemi istemeleriydi. Bunu hergün bana yaşatıyorlardı. Hem çocuklardan hem tanrıdan korkuyordum. Akşamları yatağımda ağlayarak tanrıdan af dilerdim. Uyuyana kadar. Her sabah aynı şeyi tekrarlarlardı özüro kelimeyi şehadet getir ,özüro kelimeyi şehadet getir. Her seferinde duymazdan gelirdim. Ama onlar koro halinde tekrarlamaktan bıkmazlardı. Kelimeyi şehadet getirterek kendilerince beni Müslüman yapmış oluyorlardı.

Her gün parmağımla yaptığım haça tükürerek gidip geldiğim okulda 5 ayda okuma yazmayı sökmüştüm.Ama okulun ikinci ayın da anam ölmüştü.Çok ağladım.babam bu sana yeter elin sanat tutsun diye beni çırak olarak fırıncı bekirin yanına verdi.Artık sokaklar yoktu oyun yoktu varsa yoksa fırın un ekmek.

İlk zamanlar yalnız temizlik yapıyordum. Sonraları hamur yoğurmaya yardım etmeye başladım. Taplamacılıktan sonra tırnakçı daha sonrada pişirici oldum 8 yıl geçmişti.o yıl babam çöken bir duvarın altında kalarak öldü.Yapayalnızdım.Antebin son ermenisiydim.başka yerlere göç etmeyi hiç aklıma getirmedim.yaşanmış savaştan sonra babamda hiç göç etmeyi düşünmemişti.Benim şehrimdi burası bildiğim tek şehir.Birde rahat bıraksalardı.

Ustam boşuna kira verme deyip beni fırında yatmaya razı etti.Zaten hayatım fırında geçiyordu.Sabahın köründe git gece yarısı çık.Günler hep aynıydı yaz kış fırının karşısında ayakta kürek salla.

Gavurluğumu buradada bana yaşatıyorlardı.tümçalışanlar ve hatta müşteriler bana kelime i şehadet getirtmeye çalışırlardı.

Artık dayanamadığım zamanda fırının ateşini kontrol ediyormuş gibi yapıp bir yanan ağacı kürekle çekip alır ,fark ettirmeden işaret parmağımı tükürükleyip kor ateşe dokunurken kelimeyi şehadet getirirdim.Bu yöntemi ben bulmuştum. Böylece kendimi rahatlatırdım.İçimden tükürüğüm kuruyana kadar diyordum. Tükürüğüm kuruyana kadar Müslüman kalıyordum. Yine de onlar bıkmazlardı beni her sabah Müslüman yapmaktan. Özüro sen gece isayla konuşmuşsundur. Sabah sabah işin rast gitmez kelimeyi şehadet getir.

İlk mektep yılları gibi yatağımda her gece tanrıya dua eder ağlardım. Ben özüro her gün 2-3 saniyeliğine Müslüman özüro.

Konuşmam değişik yürümem yüzünden kadınsılığım da anlaşılmıştı.Şaka yollu orama burama şaplak vurmalar.Yanağımdan makas almalar ,kalfalar dışında müşterilerde yapıyordu.Yapmayın deyişim bile onları güldürmeye daha ileri gitmelerine yetiyordu.

Diğer fırın çalışanlarının hepsinin bir hayatı vardı aileleri çocukları arkadaşları.Benimse yalnızca fırınım vardı.Bazı geceler fırını kapatıp tembel tepedeki ermeni mezarlığına gidip sabaha kadar kendi kendime konuşup ağlıyordum.

Antebinde kendi yurdunda yabancı özüro.artık 18 yaşımı sürüyordum ve hayatım hep aynıydı.Ama korkularıma bir yenisi eklendi.Aütün gün fırında seni askere alacaklar orada sünnet edecekler ,kesin seni doğuda ücra bir yere gönderip eğitim zaiyatı yapacaklar konuşmaları başladı.Ustası ,kalfası ,müşterisi herkes bir anı uyduyor benim korkumdan keyifleniyorlardı.Bir taburu memnun edebilirmişim her gece beni boş bırakmazlarmış.Onlara belli etmemeye çalışıyordum ama her gece rüyamda kendimi ya karların üzerinde kızıl kanıma bulanmış yatarken ya da karın içinde donmuş görüyordum.Tembel tepe mezarlığına her gece gitmeye başladım.Mezarlarla konuşuyorum bağıra çağıra ağlıyorum.İsa babamıza dualar etmeye başladım .Halbuki uzun bir süredir unutmuştum onu.Hatırladım ben ermeniydim ve burada artık yabancıydım.

Ermeni özüro

kadınsı özüro

zavallı garip özüro

Yorgunum çok yorgunum.

Fırının karşısında ayakta uyukluyorum.

FırIn sıcak ben karlar içinde donuyorum.

Ekmekler yanıyor önce azarlamalar sonra dayak.

Hergün her gün hergün.fırın mezarlık dayak.tek başımayım dayanamıyorum .Gidecek kaçacak takatim yok.

Gün ağarırken tembel tepeden fırına döndüm.Önce fırın küreklerinin hepsini kırdım.Dilim döndüğünce tanrıyla konuştum.Un çuvallarının yanına gidip hamalların kullandığı urganı aldım ,ucunu ilmek yapıp ahşap çatının ortasındaki kütüğe bağladım.

aydıngüçkıran

aydıngüçkıran

29 Aralık 2021 4-5 dakika 16 öyküsü var.
Beğenenler (1)
Yorumlar