Palyoçanın Gözyaşı
Palyaço mutluydu.Mutluydu;çünkü bir şey değmezdi üzülmeye hayatta...Yaşıyordu.Yalnızdı;ama bu onu sıkmıyordu.Yalnızlık büyütürdü insanı çünkü.Seviyordu işini.Çünkü komikti,güldürüyordu.Âşıktı çünkü her şeye.Çocuklara,papatyalara,meyvelere...Âşıktı burnunun ortasındaki kocaman,kırmızı yuvarlağa çünkü.
İşte yine gidiyordu.Yine betondan,kocaman bir kutuya çağrılmıştı.Sevmiyordu betondan kutuları;ama çocuklara olan sevgisi bastırıyordu bu duyguyu.Çocuklar gülsün istiyordu çünkü o.Ona göre bir uçan balondu hayat.Çocuklar severdi uçan balonları.O,çocuğun uçan balonu hep elinde olsun isterdi.Uçan balonun gazının biteceğini hiç bilmesinler ve hiç bırakmasınlar ellerinden derdi.
Gitti kutuya.Çocukların her birinde göremedikleri uçan balonları vardı.Gülümsedi palyaço,güldü çocuklar.Palyaço konuştukça şişiyordu balonlar.Şişirdi balonları ve gitti odasına.Çıkardı saçlarını ve koydu masaya.Burnunu da çıkardı ve koydu kanepeye.Baktı ve gülümsedi güneşe.Bütün öğlen öylece düşündü kanepede.
Odanın tavanı yoktu.Sevmiyordu kapalı şeyleri.Geceleri Ay'a bakardı o.Baktı gece Ay'a,baktı göğe...Bir küçüğün uçan balonu çıktı göğe,düştü yere...Altı yaşındaki bir çocuk bırakmıştı uçan balonunu...
Palyaço taktı burnunu.Yıldızlara baktı,ve Ay'a...Bir damla süzüldü yanaklarından,büktü boynunu.Ve Ay'a teslim etti balonunu!..
🙂