Paramparça Bir Adam

Geçmişte bizimle birlikte yaşar. Otobüs camından geçip giden şehirleri uğurlamaya benzemez. Ufacık bir ayrıntı geçmişimizde doğru olarak kabul ettiğimiz bir kararı serer önümüze. Doğru, yerini yanlışa, iyi ki yapmışım cümlesi yerini buruk bir keşke lafına bırakır. Önce kelimeler terk eder yüreğimizi. Kalp dilden yoksun kaldıkça yalnızlaşır. Seni geceler boyunca uyutmayan duygunun aslında zamanında yaşadığın mutluluk olduğunu anlarsın. Kim zehirledi düşüncelerini, mutluluktan nasıl acı yarattın?

Ardına sığındığın bahanelerin tükendi artık. Hayallerinde bir sonu bir sınırı var. Sen, dönüp hiç aynaya bakmadın. Hayal ettiğin erkeğin taklidini yaparken nasıl da gülünçtün. Simsiyah ellerinle beyaz bir goncaya dokundun. Onu da kirlettin fark etmeden. Yaşanan her şeyin sorumlusuydun! Nefret ediyorum senden! Keşke hiç dokunmasaydın ona. Bırak dalında kalsın ellerinde ölür dedim. Ölüm gibi bir şey oldu adı ayrılık. Hayatından bir hayat çıkardı. O mu öldü yoksa biz mi bilmiyorum. Keşke o ölseydi. Gider toprağına yatardık, sarılıp ona ağlardık. İmkânsıza duyulacaksa illaki aşk ve acı, özlem, çaresizlikse istediğin. Sevdim deme bana. Sevseydin uzak dururdun zaten ondan. Koparıp almazdın dalından.

Hadi onu ben öldürdüm varsayalım. Beyaz goncanın ne işi vardı benim çölümde? Rüyalarında bile bu kadarını görmezken, nasıl gerçeğe dönüştü hepsi? Bütün isteklerin lambadan bir cin çıkmışçasına çabucak nasıl gerçekleşti? Bir hayale mi inandırdın kendini yoksa gerçekler miydi hayale dönüşen? Yaşadığın her şeye akla mantığa sığmayan anlamlar yüklemen bu yüzden miydi? Soyut bir kelimenin gerçekliğine bu denli nasıl inandırdın kendini? Seviyorum derken samimi olduğunu mu sandın? Bir rüya gibi kısa ve çabucak unutulan bir adamsın onun gözünde. Belli belirsiz hatıralından birisin. Unutulmuş eski bir oyuncak gibi. Bir kez olsun beni dinle. Kaç yıldır beraberiz seninle, aynı odanın, aynı bedenin içinde. O bir çözüm değil. Cevapsız bir soru sadece.

Bir cevap ya da soru değil. Bu kadar basit değil. O bizi birbirimize katacak kişi. Mutluluğumuz onun elinde. Dün gece konuştum onunla sen uyuyordun. Morali bozukmuş, konuşacak kimsesi yokmuş. Bana anlattı derdini. Hiç halimi hatırımı sormadı, benimle ilgilenmedi ama olsun. Hayat ne zaman kötü gitse yeni bir başlangıç için bize geliyor. Bir gün o da anlayacak gerçek mutluluğu sadece bizde bulabileceğini. Gülme diyorum sana. Yine bileğimi keserim görürsün! Bu sefer çağırsan da gelmez kimse. Yapayalnızız artık sadece sen ve ben. O da olmak zorunda. Eğer O olmazsa mutluluk kavramı ölecek bizim için. Şu yüzündeki tiksinç kahkahayı bir daha asla atamayacaksın ve suratın bu denli çirkinleşmeyecek. Gidip bir baksana ne yapıyor diye. Ben çıkamam odamdan biliyorsun. Biraz deli yattığını söylemiştin. Üzerini sıkıca ört açılırsa. Bir de bizim için öp onu. İşte şimdi tam zamanı, git. Yarın akşam yemekten sonra odamda ol. Camı açık bırakacağım. Kimseye hissettirmem yokluğunu merak etme. O küstah tavrını takınır, hiçbir şey yokmuş gibi etrafa gülücükler dağıtırım. Git hadi şimdi.

03 Ekim 2012 3-4 dakika 15 öyküsü var.
Yorumlar