Perdah

Vakit buldukça yarışma programlarını izliyorum herkesin izlediği o atlamalı zıplamalı programları değil ama. Onlar bana biraz çocukça geliyor nedense çünkü biz çocukken mahalle aralarında öyle oyunları bol bol oynardık. Ben daha çok bilgi yarışmalarını severim. Geçen gün izlediğim bir yarışmada sunucunun yarışmacılara sorusu şuydu:


“Sakal tıraşından sonra, tersine yapılan ikinci tıraşa ne denir?”


Cevap: Perdah.


Perdah, bir yüzeyi parlatma, düzgün ve pürüzsüz hâle getirme işidir. Özellikle metal, tahta, mermer veya deri yüzeylerine uygulanan cilalama işlemine denir. Perdah çekmek; yüzeyi düzgün, parlak ve estetik hâle getirmektir. Bu tanımı duyduğum anda, rahmetli babam geldi aklıma.


Babam üç-dört günde bir tıraş olurdu ama nasıl! Saatlerce, özene bezene… Sanki sahneye çıkacak bir sanatçı, kürsüye çıkacak bir başkan gibi hazırlanırdı. Satılan hazır tıraş köpüklerini kullanmazdı,permatik nedir bilmezdi, hep eski usul jiletle tıraş olurdu. Hal böyle olunca, yüzünün birkaç yerinde de küçük kesikler olurdu tıpkı acemi ergenler gibi.


Özellikle de tıraşın sonunda, sakalın çıkış yönünün tersine jileti bastıra bastıra geçirirdi ki, yüzünde bir daha sakal çıkmayacak sanırdınız, sonra aynaya bakar, gülümser ve “Subaylar gibi tıraş oldum,” derdi. Annem ise her zamanki gibi söylenirdi:


“Yine mi yüzünü kestin? Öğrenemedin gitti şu tıraş işini.”

10 Temmuz 2025 1-2 dakika 672 öyküsü var.
Beğenenler (1)
Yorumlar