Piyanist

Kimse dinlemiyor. Yaklaşık bir saattir piyanonun başında. Umurlarında bile değil. Alışveriş merkezinin kuytu bir yeri ona ayrılmış. Tuvaletlere otuz iki adım, yangın çıkışına yüz adım, normal çıkışa... Önünden geçip gidiyorlar. Piyano çalan bir çift elin önünden geçip gidiyorlar. Üstelik bile bile eksik çaldığı üç notanın farkında bile değiller.

Giydiği lacivert takım elbise, uzun boyu sayesinde güçlü bir etki yaratıyordu. İki haftada berbat bir duruma gelmeden önce. Kravat iğnesinin canı cehenneme...

İlk olarak takım elbisesi kayboldu. Üstelik üzerindeyken. Çırılçıplak kaldı. Umurlarında bile değildi.
Tam üç nota eksik çalıyordu. İkinci hafta vücudunu bulamadı. Elleri hariç. Elleri kalmıştı, o da piyanoyu çalabilmek için. Üç nota...


Sonraki hafta elleri de kayboldu. Yerini otomatik piyanoya aldı.



Sokaklardaydı artık. Müziği bırakmadı. Ufak bir org edindi kendine. Caddelerde, mahalle aralarında, şehirde, insanlara karışarak çalmaya başladı.

Önce elleri geri geldi, sonra vücudu, nihayet takım elbisesi. Kravat iğnesi önemsiz.


Takım elbisesini bir pantolon ve bir t-shirt ile değiştirdi.


İnsanlar onu dinlemeye başladı. Dinlenildiğini hissettikçe, müzik onaramadığı geçmişini onarmaya yaklaştı. Acıların üstünü örtmeden.

Ölene dek sokaklarda çaldı.

Ölmeden evvelki gece bir ses duydu:

'Sanırım Requiem, ama üç notayı es geçtiniz.'

Bakışlarını sese doğru çevirdi. Sokak lambasının ışığında, karşı apartmanın ikinci katında duran fesleğen saksılarının altında bir kedi konuşuyordu.

'Yine de çok güzeldi.'

Yağmur başlamıştı.

20 Temmuz 2013 1-2 dakika 40 öyküsü var.
Beğenenler (2)
Yorumlar