Portakallı Kek
Arkasından konuşmak gibi olmasın ama Kezban Hanım övülmeyi çok severdi. Ne yapsa, en güzelini yapmalı, herkesin diline düşmeli, övgü dolu sözler havada uçuşmalıydı. O gün de bütün arkadaşlarını toplamış, internetten bulduğu portakallı kek tarifini deneyecekti. Plan basitti: Kek pişecek, misafirler tadacak ve peş peşe şöyle cümleler duyulacaktı:
"Eline sağlık, harika olmuş!"
"Bunu senden başka kimse yapamaz."
"Kek konusunda senin eline su dökebilecek biri daha doğmadı."
Misafirler derin bir sohbete dalmış, kahkahalar yükselmişti. Kezban Hanım da mutluluğundan mest olmuştu. Bir ara kızına seslendi:
— "Hadi kızım, getir bakalım şu kekimizi de misafirlerimize ikram edelim."
Mutfaktan kızı aceleyle seslendi:
— "Anne... annneee!"
Kekinin başına bir şey geldiğinden şüphelenen Kezban Hanım, telaşla koştu:
— "Ne var? Elinden mi düşürdün yoksa?"
Kızı yüzünü buruşturup başını iki yana salladı:
— "Yok anne… Fırını çalıştırmayı unutmuşsun."
Aksilik işte,fırını çalıştırdı aradan beş dakika geçmeden bu sefer de elektrikler kesildi.