Radyodan gelen ses
Yine her zamanki yerinde oturmuş, martıların çığlıklarını dinliyordu. Yüzündeki hüzün iyice artmış; gözlerinden iki damla yaş, hasretle yanan yüreğindeki kor ateşi söndürememişti. Aradan yıllar geçmesine rağmen hala unutamamıştı onu. Unutamayacaktı da...
Alışkanlık haline getirmişti her haftanın belli gününde buraya gelmeyi. Çarşamba günlerini ona ayırmıştı. Masalarına oturur, denize yüzünü döner ve saatlerce bakardı tek başına. Neredeyse, gidişinden bu yana koskoca beş yıl geçmişti.
Beş yıl olmuştu bir asır. Affedemiyordu onu. Bırakıp gittiği için affedemiyordu bir türlü. Ne güzel günler geçirmişti, onunla. Aşk'ı onunla tatmış, onunla birlikte olduğu her saniyesini huzur ve mutlulukla geçirmişti.
Yasak bir aşktı onlarınki. Tesadüfen tanımıştı Gül' ü. Adı gibi kendisi de güldü. Gülüşüyle, içi bir hoş olur, yüzüne bakar, sarılır, sarılır, sarılmaya doyamazdı. Tuttuğu elini hiç bırakmak istemezdi. Ayrılana kadar. Ayrılma vakti geldiğinde, ikisi de arkalarına bakmadan hızla uzaklaşırlardı.
Birden ilk tanıdığı güne döndü. Canlı yayındaydı. Programını dinleyen ziyaretçilerinin isteklerini telefonda alıyor, onlarla hayata dair sohbetler ediyordu. İşini çok seviyor ve zevkle yapıyordu. Yine o telefonlardan biriydi.
' İyi akşamlar Serdar Bey, programınızı büyük bir zevkle takip ediyorum. Sunumunuz ve değindiğiniz konular çok güzel. Ses tonunuz ve Türkçeyi kullanma yeteneğinize hayranım. Bu parçayı kendim için istiyorum. Mümkünse ' Gül döktüm yollarına ' Adlı parçayı yayınlarsanız çok sevineceğim. İyi yayınlar. Sevgiyle kalın. '
Genelde, programını takip edenler bayanlardı. Bir çoğundan, ona karşı duydukları hayranlığı, ses tonlarından anlayabiliyordu. Arayan kadının sesi, diğerlerinden çok farklıydı. Onun konuşması, yüreğine, tarif edemeyeceği türden bir etki yapmıştı. O yüzden de, konuşmayı uzatarak, hakkında daha fazla bilgi alma isteği duydu.
' Çok teşekkür ederim efendim. İsminizi alabilir miyim lütfen ! Nerede oturuyorsunuz. Yani hangi şehirde ? '
' İstanbul' da oturuyorum. Bekârım. Tek başına oturuyorum. Adım Gül. Kendimi çok mutsuz hissediyorum. Son zamanlarda, kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Değersiz ve işe yaramaz hissediyorum. Karamsar bir insan değildim aslında. Ne oldu bana bilmiyorum. Bazen, bu dünyadan göçüp gitmek istiyorum. Yine bu düşünceler dalmıştım. O sırada, canlı yayın başladı. Hayat doluydu sesiniz. Bana güç verdi tekrar. Ruhum aydınlandı. Çok teşekkür ederim Serdar Bey. '
' Rica ederim efendim. Hayat, yaşamaya değer. Her anı çok değerli. Çok gençsiniz. Uzun yıllar var önünüzde. Karamsarlığa kapılıp, hayatı kendimize zehir etmemeliyiz. '
' Haklısınız. İyi yayınlar efendim. '
Çabaları sona ermek üzereydi neredeyse. Bir şeyler yapmalı ve Gül ile iletişim kurabileceği, telefon, adrese ulaşmalıydı. Parçayı yayına verdi. Telefonu hattan çekti ve bu kez telefon görüşmesi sadece aralarında devam etmeye başladı. İçindeki sıcaklık git gide artmaya başlamıştı. Farklı bir duygu hakim olmuştu kendisine. Radyo programının sonu olması nedeniyle daha da rahatlamıştı. İyi geceler anonsunu yaptıktan sonra tekrar konuşmasına kaldığı yerden devam etti.
İstediği iletişim bilgilerine ulaşabilmişti en sonunda. Telefon numarası da olsa yeterliydi başlangıç için. En azından, sesini duyabilecekti.
Radyo binasından çıktığında, sokaklar bomboştu. Gecenin hakimi olmuş yıldızların ışığında, içindeki tarifi imkânsız bir huzurla yoluna devam etti.
DEVAM EDECEK !
Başlangış ve gelişme ister istemez merak ettirdi öykünün devamını🙂
Şimdilik kutlamam kalsın,
Devamını bekleyeyim🙂
Sevgiler..
Sevgili Nermin, yeni başladığın öyküde başarılar dilerim. Güzel bir giriş ve gelişme var
tebrikler sevgilierimle