Rüya Gibi

Rüya Gibi


Amel Defteri’nden

Bölüm 25

Karışık, salçalı tost ve kola, o gün daha bir muhteşemdi. Roma Dondurmacısı'na geldiğimde her zamanki gibi sıra vardı. Sıram gelip iki külah dondurmamı aldım. Dükkandan çıkarken, o dükkana giriyordu. Adeta yüz yüze, göz göze geldik... Karşımdaydı! Hiç bu kadar yakınlaşmamıştık. Rüya gibiydi. Sonra yanındaki annesini ve kardeşini fark ettim. Annesine "İyi akşamlar teyze," dedim. Cevap verip vermediğini hatırlamıyorum. Hemen dükkanın karşısına geçip onları beklemeye başladım. "Allah'ım, nasıl bir gün bugün?" diyordum.

Dükkandan çıktılar. Onlar külah almamış, kasede dondurmayı tercih etmişlerdi. Benim orada beklediğimi, dondurma alırken arkasına dönüp baktığında fark etmişti. Bir yandan dondurmalarını yerken, bir yandan sahile doğru yürümeye başladılar. Ben de uzaktan onları takip ettim. Sahile inen rampayı inerken birkaç kez arkaya dönüp bakarak beni kontrol etti. Rampa bitip sola, sahile doğru döndüklerinde, annesinin de arkaya baktığını fark ettim. Gayri ihtiyari durup, başka bir yöne bakıyormuş gibi yaptım. İşte o an kendimi sorguladım: "Ne yapıyorsun sen?" diye mırıldandım. Yaptığım şey doğru gelmemiş hissi uyandı bende bir an!.

Sola dönüp gözden kaybolunca, koşarcasına sahile doğru hızlandım. İlerideki bir çay bahçesinin merdivenlerine tırmanıyorlardı. Nerede olduklarını biliyor olmanın rahatlığıyla bir süre orada öylece durdum. Mehtap vardı. Denizin üstü harika görünüyordu. İnsanlar kayalıklara oturmuş, kimi çekirdek çitliyor, kimi sevgilisiyle omuz omuza, kimi de biralarını mehtap eşliğinde yudumluyordu. "Oraya gidip, onları görebileceğim bir masaya otursam," diye geçirdim içimden. Sonra kendime çıkıştım: "Ne o öyle, sap gibi!"

O dönemler çay bahçelerinde,bir kaç metre yükseğe monte edilmiş demir kafeslerin içindeki televizyonlarda VHS kasetteki videolardan filmler oynatılırdı.Sinemadan farkı sinema koltuklarının yerine masa sandalye ve ailece izlerken yenilip içilen şeylerin olması idi. Hatta girişte, siyah bir tahtaya tebeşirle film adları ve saatleri yazılırdı. Pek sevmezdim böyle yerleri. Karşında koca Marmara Denizi dururken film seyretmek de bana anlamsız gelirdi.

Neyse... Gittikleri çay bahçesinin altındaki merdivenlerdeydim. Yukarı çıkmak için ilk adımımı attığım anda, onun yan B bloktaki arkadaşıyla birlikte aşağı indiğini gördüm. Kalbim küt küt atıyordu. Birkaç merdiven daha indiler, beni gördüklerinde duraksadılar, birbirlerine baktılar ve inmeye devam ettiler. Ben de adımımı geri çekip onların inmesini bekledim. Bir yandan aşağı iniyor, bir yandan sohbet ediyor, bir yandan da artık iyice gözlerime bakıyordu.Heyecanım giderek artıyordu.

Devam edecek..


13 Ekim 2025 2-3 dakika 38 öyküsü var.
Yorumlar