Rüzgarın son hediyesi
Bugünde yalnızım. Her zaman olduğu gibi. Bugünde yatağımdan kalkıp odaları dolaştım. Baktım yine yalnızım. Yüzümü yıkamak için lavaboya gittim. Orada kendimi görünce mutlu oldum. Hiç değilse ben kendimdeydim. Bir süre öylesine kendime baktım,sonra sordum kendime neden yalnızım diye. Bir cevap alamadım sorular sorduğum aynamdan. Sonra hemen yan taraftaki küçük çalışma odama girdim. Her şey dağınıktı. Elbiselerim,kalemlerim,kitaplarım bile yalnızlığa isyan edermişçesine yerlerde perperişan bir haldeydiler. Üzerimi giyinmek için dolabımı açtım. Bütün kıyafetlerimi denedim hiçbirini beğenmedim. En sonunda sevdiğim mavi elbisemi giydim. Aslında onu da yakıştıramadım kendime ama giydim yinede. Çoraplarımı aradım dağınık odamda. Sonunda bulmuştum çorabımın tekini,baktım eşi yok dedim sende yalnızsın benim gibi. Bir çorap bile hatırlattı hiç unutamadığım yalnızlığımı. Sonra geceleri hıçkıra hıçkıra ağladığım soğuk yatağımın üzerine oturdum. Hala soğuk ve ıslaktı yatağım. Tek yastık vardı,yatağıma da dedim sende bendensin diye.
ne olduğumu nerede yaşadığımı anlayamamışçasına yaşıyordum bu hayatı tek başıma. Yalnızlığım vardı sadece başucumda. Neden yalnızdım,neden bu büyük cezaya çarptırıldım...bu sorunun cevabı kalbimin derinliklerinde saklı. Ne zaman sormaya kalksam bu soruyu kendime o cevapları oradan çıkarıp yüzleşmeye cesaret edemiyordum. Suçluydum biliyordum. Birinin canını yakmıştım. Ve o yara bende de benim yüreğimde de vardı. Kapanmıyordu Allah kahretsin ki. Belki de ben onun acısını duyup aynı şeyleri başka birine yaşatmamak için kapatamıyordum. Çok güzel giden bir hayatımı işte kendi ellerimle bu cehenneme çevirmiştim.
Güzel bir ilkbahar sabahıydı. İşime gitmek için her zaman ki gibi sabahın en erken saatlerinde kalkmıştım. Uykunun mahmurluğunu atamamıştım üzerimden henüz. Nasıl giyindiğimi,yanıma neyi alıp almadığımı bile bilemiyordum. Çok acele ediyordum,yoksa geç kalacaktım. Neyse ki bir an önce kendimi otobüs durağına atabildim. Kahrolası otobüs o günde tıka basa dolu olarak gelmişti. Ama nerden bilebilirdim ki her gün lanetler okuduğum bu otobüste tanışacağım kişiyle bir hayatı paylaşıp daha sonra aynı hayatı ikimize de zehir edeceğimi. Otobüse zar zor binmiştim.Bindiğimde bir çift gözün üzerimde olduğunu hissettim. Tam karşımda duruyordu hayatımı paylaşacağım insan. İlk görüşte aşk buymuş demek... görür görmez kapılmıştım sevdanın rüzgarına. Adı rüzgardı. Ben o rüzgarı yok eden bir fırtınaydım. Birbirimizi iyice tanıdıktan sonra evlenme kararı aldık. Ama benim içimde korkularım vardı nedenini bilmiyordum. Ama kimseye de söyleyemiyordum. Evlenmemize iki hafta kalmıştı. Rüzgar bir iş seyahati için yurt dışına çıkmıştı. O gün içimde ki korkular daha çok artmıştı.Bunları düşünürken felaket derecesinde sırtımda bir ağrı hissettim. Sonra bayılmışım. Gözlerimi açtığımda bir hastanedeydim ve başımda genç bir doktor vardı. Neden burada olduğumu sordum. Doktor ümitsiz ve acı dolu bakışlarla bana baktı. Bayıldığımı ve beni bulan bir kişinin beni buraya getirdiğini söyledi. Tahlilleriniz yapıldıktan sonra net bir şey söyleyeceğim diyip odadan ayrıldı. Sırtım hala ağrıyordu. Sanki canımdan can alıyorlardı. O sırada tekrar bayılmışım. Uyandığımda yine başımda o genç doktor vardı. Ve ben o gün bir kötü haber almıştım.doktor böbreklerimin iflas ettiğini ve en yakın zamanda böbrek nakli gerçekleşmezse öleceğimi söyledi. Şok geçiriyordum adeta. Ölmeye hazır değildim. Yaşamak istiyordum beni bekleyen bir sevdiğim vardı onun için istiyordum bunu.
Ağlamaktan bitap düşmüş ve uyuyakalmıştım.insanların bağrışmalarına ve inleyen hastaların sesine uyandım. odam acil servise yakın olduğundan kalkıp bakmak istedim. Yaralılar acı içinde kıvranıyorlardı. Doktorlar ellerinden geleni yapmak için kendilerini parçalıyorlardı adeta. Beni ayakta gören hemşire hemen yatağıma yatmamı söyledi. Beni yatırıp sonra işine devam etti. Doktorlar yaralılar için kan arayışına girişmişlerdi. Bir hastanın durumu acil olduğundan hastanede ki hasta ve refakatçilerden yardım istemişlerdi. Ama kimseyle o yaralının kanı uyuşmuyordu. En son o genç doktor ve yanında tecrübeli bir hemşire gelip bana kan grubumun ne olduğunu söylediler. Kan grubum yaralı hastanın kanıyla uyuşuyordu. Doktor bey hemen kan verilmezse hastanın öleceğini söyledi. Bencilliğim yine üzerimdeydi. Çok bitkin ve halsiz olduğumu ve bu yüzden kan vermek istemediğimi söyledim. Doktor anlayışla karşılayıp kan arayışı için koşuşturmaya devam etti. Maalesef aranan kan bulunamamış ve yaralı ölmüştü bunu beni kontrole gelen hemşireden öğrenmiş ve çok pişman olmuştum. Keşke kanımı verseydim diye diye kendimi harap etmiştim.
Yatmaktan her tarafım ağrımış ve kalkıp biraz dolaşmak istemiştim hastanenin dar ve uzun koridorunda. Gezinirken genç doktorumu görmüş ve hastanın öldüğünü öğrendiğimi ve kan vermediğim için çok pişman olduğumu bu yüzden vefat eden hastayı görmek ondan af dilemek istediğimi söyledim. doktor beni morgun olduğu koridora yöneltip eliyle buyurun işareti yaptı. Korkuyordum ilk defa bir ölü görecektim ve bununla kalmayıp ondan özür dileyecektim. Morg görevlisi kapıyı açtı ve buz gibi bir odaya girdik. Görevli ölen kişinin cesedini çıkarttı. Doktor hazır olup olmadığımı sordu. Ben ne kadar korksam da bunu belli etmeyip kafamı sallayıp hazır olduğumu onayladım. Doktor ölünün yüzünü açtığında büyük bir hayretle bakakaldım. Bu benim aşık olduğum rüzgarımdı. Ve ben onu kendi ellerimle ölüme mahkum etmiştim. Eğer kan verseydim kurtulacaktı belki de... bağırarak ağlamaya başladım. Ama ne fayda giden gitmişti bir kere. Ve ben bencilliğimin bedelini hem kendime hem de en sevdiğim insana rüzgarıma,baharıma ödetmiştim...
Ve aşık olduğum rüzgarım gelişiyle bana nasıl bir hayat verdiyse ikinci hayatımı da o verdi. Ölmeden önce organlarını bağışlamak için dilekçe vermişti. Kanımız ve dokularımız uyuştuğu için böbreklerini bana naklettiler. Ben kendimi parçalayıp ölmek istediğimi söylesem de doktorum bunu dikkate almamış ve nakli gerçekleştirmişti. Bu bana rüzgarımın son hediyesi olmuştu.
Onun sayesinde bugün ayaktayım,sağlıklıyım. Ama o benim bencilliğim yüzünden hayatını kaybetmişti. Ve ben o günden sonra kimseyi sevemedim,açmadım yüreğimi başka bir yabancıya. Bu kalp onundu ve onun kalacaktı diye yemin etmiştim.öylede oldu. Yalnızlığımı kendime ben biçmiştim. Ve bundan sonrada yalnızlığa mahkumum...
Öncelikle çok üzüldüm.😭 Ama gercekten cok iyi ifade etmişsin ve de duygu katmışsın.Allah yardımcın olsun[45😥