Sadık

Sadık'a edilmedik hakaret, yapılmadık davranış kalmamıştı.Kimisi çirkinliğiyle alay etti, kimisi başarısızlığıyla. Toplum içinde hep rezil düştü.
Fakat bu gibi şeyleri normal bir insan yaşasa hayata küsüyordu.Sadık ne yapıyordu biliyor musunuz? Sadece gülüyordu.
Bir gün Sadık'a dedim ki ''Sadık, bütün bu insanlara rağmen nasıl gülebiliyorsun?'' Şöyle içten bir gülümsemeyle gözlerime baktı ''Çünkü onlar bu şekilde konuştuğunda sanki karşımda boynuna çan geçirilmiş değişik meğişik bir hayvan oynuyor gibi görüyorum'' dedi.
''Sadık, sen yaşamayı bilen bir insansın'' dedim. Yine güldü ve
''Bilmem, ama ben her zaman gülerim. Benim yüksek bir makama ihtiyacım yok, çok güzel bir yüze ihtiyacım yok... Şurda en iyi ihtimalle yüz yıl sonra şu an yaşayan bütün insanlar ölmüş olacak. Mezarda böceklere yem olacak yüz güzel olsa ne, çirkin olsa ne veya çok çalışıp iyi bir makam sahibi olsam ne, olmasam ne. Ben çirkinliğime ,başarısızlığıma ,aldatıldığıma veya bu sözde akıllıların söylediklerine dert yansam yaşamamam ve intihar etmem gerekirdi. Bana göre bir insanın ömrü güldüğü ve mutlu olduğu anlar kadardır. Bu mantıkla düşündüğümüzde şu karşımdaki insanların ömrü de en fazla bir yıldır. Zavallılar yaşadığını zannediyor'' dedi, ve gülerek yanımdan uzaklaştı...

17 Ocak 2016 1-2 dakika 25 öyküsü var.
Yorumlar