Sevgilizce

Dün gecemin başrolünde sen vardın, irtifa kaybedip düşüyordun düşlerimden. Sanki alt yazılı yabancı bir film gibiydi bütün gece. Sevgilizce konuşuyordun düşlerimde ve bakışlarını anlamak için alt yazılarına bakıyordum.

Konuşmasak da yetiyordu tutuşmalar, tutuşmak yetiyordu alev almaya ama yinede bitmiyordu titremeler. Üşüyordun dün düşümde, üstü açık kalmıştı düşlerimin. Kollarını açmış 'sarıl bana' diyordun 'ısıt beni'. Ayrılığa isyan eden bir çiçek gibi açmıştın kollarını. Alıp bağrıma basıyordum seni ve düşümün mutlu sonu dudakların.

Uyandığımda kimse yoktu yanımda ama yastığımda hala kokun vardı. Senin kokunda tekrar daldım uykuya ve bir başka düşte buldum seni. Bu seferki şiirin bilinmediği bir İspanyol akşamı. Buluttan düşen gözyaşı korkmaz ya el alemin diline düşmekten. Bizde sözlere dudak payı bırakmıyoruz öpüşürken. Ayazlarına teslim olmuş V-yakalı yüreğime ve yazı tura derken dik düşen bir şarkı gibi dolanmışsın dilime.

Bense ekmeğe reçel değil gökkuşağı sürüyorum. Şarkıların en güzelini besteliyorum teninde. Notalarımın sol anahtarı sensin. Kumsal kaldırımda yürüyoruz ve birden elimi bırakıp atlıyorsun denize. 'Ne olursun uyandığında ağlama' diyorsun 'Gözyaşlarınla bu denizi sen oluşturdun, ne olursun daha fazla büyütme'

Dalgalar seni yavaş yavaş benden alıyor ve 'gitme' diye haykırırken uyanıyorum. Fakat bu sefer yanımda yastığın değil sen varsın. Önce elinle alnımın terini siliyor ve sarılıp 'Kabustu bir tanem geçti' diyorsun 'Geçti'.

06 Nisan 2010 1-2 dakika 11 öyküsü var.
Beğenenler (2)
Yorumlar