Sevginin Gücü
Bu anı,birikmiş bir hüznün sağanağıdır.Ve gözyaşlarıyla damıtılmıştır. Bir insanı sevmenin ,onu ne kadar değiştirdiğinin bir göstergesidir.Sevginin gücüdür.
Öğretmenliğimin ilk yıllarında yaşadığım bu olay,bana öğretmen olduğumu hatırlattı.İnsan olduğumu hissettirdi.İlk defa birinci sınıf okutacaktım.Bütün birinci sınıf öğretmenleri gibi benimde tek hedefim vardı.Öğrencilerime en kısa zamanda okuma yazma öğretmek.Bu heyecanla öğrencilerimin ne duyguları ne düşünceleri ne sorunları ne de ailevi durumları beni ilgilendirmiyordu.Umursamıyordum onları.Tek hedef vardı:En kısa zamanda okuma yazma öğrenmelerini sağlamak?
İşte Arif le bu sınıfta tanıştım.İki yıl üst üste sınıfta kalmıştı.Oldukça hantal,iri gözleri ve garip yüz ifadesiyle hemen kendini belli ediyordu.Hiç bir öğretmen bu çocuğu sınıfında istemiyordu.Çok pasaklı,burnu sürekli akan,tırnaklarını yemekten bitirmiş,burnunu ellemekten yara etmiş, bir çocuktu.Yanına yaklaşan hemen kaçmak isterdi. Çünkü tuvalet temizliğine hiç dikkat etmezdi ve sürekli çiş kokardı.Arif, genellikle günlerini kantinin kenarında bulunan çöp kutusunun yanında,.çöpe atılan çikolata ve bisküvi paketlerini karıştırmakla geçirirdi.Varsa artık yiyecekleri tiksinmeden yerdi.Sınıfımda bu çocuğu istemiyordum. Nerden başıma kaldı diye de söylenip duruyordum.Böyle pis bir çocuk sınıfımın görüntüsünü bozuyordu.Burnunu arkadaşlarına sürer,tükürür,tekme atar,herkesin beslenmesini karıştırır ,arkadaşlarının sularını yere döker,aklına gelen her şeyi yapardı.Hatta bir gün tuvalete gitmek için benden izin istemişti.Ama kaçar düşüncesiyle ona izin vermemiştim.O da oturduğu sıranın önünde bulunan çok titiz bir kız öğrencimin ayaklarına işedi.Kız öğrencim iki gün okula gelmedi.Neden böyle yaptığını sorduğum zaman sadece sırıttı. Ve bana ?Senin suçun,beni tuvalete yollasaydın yapmazdım.?dedi.Ona göre her şeyde suçlu bendim.Sinirden bu çocuğu boğabilirdim.Elinden tuttuğum gibi idareye götürdüm.İdaredekiler de bu çocuktan bıkmıştı.Bir süre başka sınıfa gitmesine karar verdik.Kendimi çok rahatlamış hissederek büyük bir huzurla sınıfıma girdim.Arif? siz sınıf ne rahat diye düşünüyordum.
O gün gönül rahatlığıyla eve gittim.Ama gece Arif i rüyamda gördüm.Boğazıma sarılmış beni boğmaya çalışıyordu.?Öğretmenim seni boğmak istiyorum,seni boğacağım,seni sevmiyorum,senden ve herkesten nefret ediyorum.?diyordu.Bütün gece kabus gördüm.Ne zaman gözümü kapasam Arif i boğazıma yapışmış olarak buluyordum.Sabahı zor ettim.Hemen kalktım ve hazırlandım.Öğlenci olmama rağmen erkenden okula koştum.Yana yana her tarafta Arif i arıyordum.Arif i okulun köşesinde çamurlara bata çıka gelirken gördüm.Nasıl koştuğumu,Arif e nasıl sarıldığımı onu nasıl öptüğümü hatırlamıyorum.Arif? te şaşkınlık içinde bana bakıyordu.Üstüm başım,çamur,sümük,pislik olmuştu.Ama hiç aldırmadım.Arif ten özür diledim.Defalarca öptüm onu.Ellerimle onu sınıfa getirdim ,masama oturttum.Artık benim masam onun sırası olmuştu.Arif te benim gönlümün sultanı olmuştu. Tüm sevgimi gösterdim ona.Arkadaşlarının da onu sevmesini sağladım.
Birinci sınıfta Arif sırasına geçip oturmayı, arkadaşlarına kötü davranmamayı,küfür etmemeyi,çöplerden yiyecek almamayı öğrendi.İkinci sınıfta Arif okumayı öğrendi.Üçüncü sınıfta da yazmayı?Arif sınıfımın en gözde ve en sevilen öğrencisi oldu.Bana insanlığımı hatırlatan, öğretmenin sadece okuma yazma öğreten, bilgi aktaran kişi olmadığını gösteren Arif, hayatımın en önemli sevgilisi oldu.Şimdi sevgili Arif im yedinci sınıfta okuyor.Ne zaman onu düşünsem yaptığım haksızlık aklıma gelir ve yüreğim sanki yer değiştirir.
hocam işte hayatta bazen bu gibi olaylardan dolayı başlamadan kaybediyoruz. yada kaybettiriyoruz. ön yargı ne kötü bir hastalık düşünüyorumda ya arif o gece rüyanıza girmemiş olsaydı, bir hayat kargaşada yitip giecekti. tüm sorumluluk sahibi olan insanlara güzel bir örnek paylaştığınız için teşekkür