Sevginizi Söylemekten Asla Çekinmeyin
Dünyaya gelmeden önce, aklıma tek bir soru geliyordu: dünyaya ne zaman geleceğim, annem beni ne zaman doğuracak? Bu soruyu merak ediyordum. Beni heyecanlandırıyordu; çünkü doğacaktım, çocuk olacaktım, büyüyecektim insanlarla tanışacaktım; kocaman adam olacak, yuva kuracaktım belki de kim bilir! Bunlar zihnimin Everest tepesinde yer edinen güzel düşüncelerdi.
Son baharın o güzel ve tatlı bir akşamında serinliğin müstesna kucağında dünyaya geldim. Evet, yeni bir hayat başlıyordu gözlerimi açtım dünyaya ve o güzelliği gördüm. Kimdi o kimin gülüşüydü, kimin güzelliğiydi? Sormak istiyordum; lakin konuşamıyordum daha bebektim miniciktim. Zaman akmaya başladı o güzellik, o gülüş, o incelik ve anlayışın kime ait olduğunu belli bir yaşa geldiğimde öğrendim. O benim annemdi. Ona aşık olmuştum çok seviyordum. Babamla mutlulukları birbirlerini çok sevmeleri, aşk yaşamaları, evliliklerini ne kadar güzel olduğunu gösteriyor gibiydi. Seviniyordum, çocuktum biliyordum; ama bir gün benim de böyle bir yuvam olsun güzel ve her şeyiyle bütün bir evliliğim olsun dedim. Bunu demek kolaydı, seveceğim ve beni sevecek; candan bir parça koparıp elime dökecek kişi çıkacak mıydı? Kim bilir belki evet belki de hayır; ama ben yine de ümitliydim. Günlerim dolu dolu geçiyordu. Büyüyordum, 1,2,3 derken 4. Sınıfa geçtim. Hayatı seviyor gözlerimi ondan ayıramıyordum. Annem aklıma geliyordu bir yandan. Onu sevdiğim gibi onun içinin ve dışının güzelliğine bir anda vurulduğum gibi birisine vurulacak mıydım. Ümitliydim, benzersiz yaşam beni bekliyordu. Ümidim giderek artıyordu ve birisini sevmeye çok başladım. Sevgiyi arıyordum ya! Sınıfımda sevgi adında bir kız vardı. Onu sevmeye başladım. Sevgi benim için çok büyük anlam ifade ediyordu. Sevgi benim için her şeydi. İlk sevgim bu mu acaba dedim? Sevgiyi sevdim. O bunu bilmedi, söyleyemedim. Acaba bir gün benim sevgime karşılık verir miydi diye de düşünmeden de edemedim.
Bir yaş günümü daha kutladım. Sonra bir yaş bir yaş daha derken kocaman oldum. Sevgi geri de kalmıştı, onu hayallerimde yakalamak istiyordum artık. Yakaladığım da onunla yeni bir hayatı oluşturmak, annemi sevdiğim gibi onu da sevmek, ona da sevgimi vermek evlenmek istiyordum. Söyledim ya ümitliydim. Belki çıkacaktı, belki bir hayat hikâyesi oluşacaktı, belki de bir Leyla mecnun aşkına dönüşecekti. Sevgiye kucak açıyordum, onunla yatıp onunla kalkıyordum. Niçin bu kadar seviyordum diye düşünüyordum. Seviyordum onu gördüğümde her şeyi unutuyordum. Onu bekliyordum. Onu bekliyordum. Nerde olduğunu biliyordum, her zaman nerde kalacağını biliyordum. Kalbimdeydi. İçimin derin göllerindeydi. Fırtınalarındaydı, karın da ve yağmurunda hiç durmamacasına yağıyordu. Onu bekliyordum ve o bilinmeyen kişiye şu şiirimi yazdım:
'Geleceksin biliyorum
Sessizlik içerisinde geleceğini
Söylüyor yağmur damlaları
Rüzgar hırçınlığını adeta benim için gösteriyor
Onlar inanıyor, bende inanıyorum.
Çünkü geleceksin biliyorum. Seni bekliyorum.
Karşıma çıktığın gün gözlerine bakıp
Ayrılmamak istiyorum
Biliyorum evet gelecek o gün
Çünkü seni bekliyorum.
Seni beklediğim anın
Güzelliği kadar
Güzel bir ismim var belki
Ya da seni beklediğim zamanın
Güzelliği kadar güzel gözlerin
Hepsi de benim demek istiyorum.
Seni bekliyorum
Sevmeyi bilip sevgiyi anlayacaksın
Karşıma çıktığında nerdeydin diye haykıracaksın
Zaman diyeceğim
Kader diyeceğim sana
Ellerini tutacağım o an
Bende seni arıyordum diyeceğim
Kim olduğunu bilmesem de
Seni kalbimle seviyorum, inanıyorum karşıma çıkacaksın bir gün
Biliyorum.
Akşamın hafif serinliğinde yıldızlara bakarak sevgiyi düşündüm ve ona yazdım bunları. Nerdeydi, onu bulacak mıydım? Yuvamı kuracak mıydım? Evlenebilecek miydim onunla? Hepsinin de cevabı belirsiz ama umutsuz da değil!
Aramızda kalsın güzel düşünceydi. Bir gün bir arkadaşla oturuyorduk. Sohbet ediyor dertleşiyorduk. Sevgi yanımızdan geçiyordu ve o an neye uğradığımı şaşırdım. Ama hiç yüzüme bile bakmamıştı. Başka bir gün de yolda gördüm, her defasında onun yüzü bana bir başka geliyordu her defasında yüzünün alevi adeta içimi kavururcasına yakıyordu hatta her defasında âşık oluyordum; ama yine bir selam bile vermiyordu. Onu tanımak istiyordum, oydu seveceğim kişi hayatımı birleştireceğim kişi.
Zaman hızla ilerliyordu, Üniversite son sınıftaydım; artık yeni yaşama atılma zamanı geliyordu. Ben onu düşünüyordum, âşıktım sevgiyi bulmuştum; ama onda bir tebessüm emaresi bile yoktu. Ne yanına gidip konuşmaya cesaretim vardı, ne de seni çok seviyorum diyebilmeye!
Artık oluru yok gibi duruyordu. Anladım ki onsuz bir hayatın içinde benim olmamın anlamsız olacağı düşüncesi beynimi kemirip duruyordu. Karar vermiştim. Bu hayatta yaşamamın bir anlamı yoktu artık. Ölecektim! Gecenin ilerleyen saatlerine doğru yüksek bir tepeden denize doğru bakıyordum. Aşağısı tamamen uçurumdu. Etrafta kimse yoktu, sadece ve sadece ağustos böceklerinin sesleri duyuluyordu. O an hayatımda olanları başlangıçtan itibaren gözlerimin önüne getirdim. Sevgiyi ilk gördüğüm anı, onun şu an ne yaptığını nasıl bir halde olduğunu umutsuzca düşünüyordum. Hayatta yaşadığım şu son dakikalarda gözlerimden akmasına engel olamadığım gözyaşlarımla birlikte. Derken güneşin doğmaya başladığını gördüm. Gecenin soğukluğu bitmeye başlamıştı. Kuşların cıvıltılarını doğanın gündüzle beraber canlandığına şahit oldum. Sevgi tekrar aklıma geldi. Yooo ölmek kaçıştı, her şeyden ve herkesten vazgeçmeydi. Kararımı vermiştim. Kaçmayacak sevdiklerimle beraber mücadele edecektim. İlk olarak da aşkımı ilan etme cesaretini göstererek yeni bir sayfa açacak ve onunla hayallerimi gerçekleştirecektim. Böyle düşünüyordum.
Tesadüfleri üst üste yaşadığım bu anlarda nasıl aşkımı ilan edeceğimi diye bankın birine oturmuş düşünüyordum. Derken o geldi. Oturabilir miyim dedi. Donup kaldım hiçbir şey söyleyemedim. Ama gözlerimin içi gülüyor, gözlerimi ondan alamıyordum. Sevgi hiçbir şey demeden ellerimi tuttu ve gözlerimin içinde kaybolarak seni seviyorum dedi. Ben sevdiğime kavuşmuştum. Dünyalar benim olmuştu. Ama içimde hep bir burukluk kaldı. O da keşke ilk olarak sevdiğimi söyleme cesaretini ben göstermiş olsaydım.
Sevgilerini gösterme cesaretinde bulunamayanlar için yazdığım bu yazı da sizin de içinizde pişmanlıklarınızın ve burukluklarınızın olmaması için sevdiğinizi söylemekten asla çekinmeyin diyor ve sözlerimi burada noktalıyorum. Yazdığım başka bir hikayede görüşmek dileğiyle...
Sevgili dost hikâyede çok şanslı bir genç görünmekte yinede sevgisine kavuşmuş😏 sevdiğini söylemek en güzel şey ama küçük iskenderin sözüde aklıma gelmiyor değil: Bir insanı kaybetmek istiyorsanız çok sevin,kendiliğinden gider zaten👍
👍👍👍👍👍sevindim sonunda bir araya geldiginize, merakla okudum sonunu ne olacak diye, şiirde çok duyguluydu....... yazıda çok içten ve güzeldi...... tebrikler sevgilerle