Şu Ev Bizim Olsa

Sabah uyandığında ilk aklına gelen hep o luyordu, ilk işi telefona bakmaktı. Baktı yine arayan yoktu. Ne kadar olmuştu sesini duymayalı, ne çok özlemişti. Karar verdi, bu gün konuşmalıydı, duymalıydı sesini.

Hazırlandı özenle, tıraşını olup giyindi.Telefonda göremeyecekti ama kendisini, olsundu, hissederdi o.Heyecan içinde bir kez daha telefonunun şarjını kontrol etti, iyiyidi. Her şey yolunda olmalıydı.

Her zaman konuştukları yere vardığında öğle vaktini geçmişti. Ağaçlık ve yeşillikler içinde bir parktı.Neler konuşmuşlardı orada geleceğe dair ve ne çok tartışmışlardı. Sonu mutlu olmuştu yinede her seferinde.Elinde sıkıca tutyordu telefonu. Sanki bütün hayalleri elinin arasından kayıp kaybolacakmış gibi. Arasam diye düşündü, ya açmazsa, ya müsait değilse.
Bir masaya oturdu, yaktı sigarasını. Elinde ondan armağan çakmağını okşadı usulca.

Ne çok şey paylaşmışlardı burada. Bir defasında bir ev tarif etmişti ona.
Ağaçların arasında küçük, şirin bir ev. Heyecanla o ev bizim olsa demişti.
Gülümsüyordu düşünürken farkında olmadan. Zaman geçmek bilmiyordu.
Çalmamıştı hala telefon, sabırsızlanıyordu. Dayanamdı, çok özlemişti sesini
duymak istiyordu bir an önce.Çevirdi numarayı....ulaşılamıyordu.

Birden aklına son konuştuklarında söylediği sözler geldi.
Yarım kalan telefonlar sinirimi bozuyor, günüm zehir oluyor demişti.
Bir kez daha aradı umutsuzca, kapalıydı.
Ağaçların arasındaki o eve bakıp, fısıldar gibi konuştu.

***şu ev bizim olsa***

17 Ekim 2008 1-2 dakika 1 öyküsü var.
Yorumlar (2)
  • 16 yıl önce

    yorum ve eleştirilerinizi bekliyorum. şimdiden teşekkürler.

  • kaleminiz güzell ama öyküyü yeterince heyecan verici bulmadım insan daha iyi şeyler bekliyor sizin eserlerinizi okurken...

    saygılar...