Tek Gülüm

Sene 2003 yeni bir ortam arkadaş çevresinde acemilik, acemiliğin yanında yeni umutlar.
Karşıdan göründüğü gibi olmadığını o an ilk gördüğün de anlamalıydı.

Arkadaşlarının arasında cılız beklide bir hiç gibi görünmek ona yaklaşmasını engelliyordu.
Bu durumu aldırış etmemek lazımdı.

Ve düşündüğünü gibi yaptı..


Bir gün:

Aslında hayatın kendisine küskün olduğunu anlayamadan, onun yalnız olduğunu fark etti
Yüreği aniden çarptı masumiyet belirtisi olduğunu zannetmişti.
Yanına usulca sokuldu.

Durumun farkına varan kız aniden irkildi. Yavaşça etrafını süzdü.
Fakat fazlasıyla büyültülecek durumun olmadığını düşündü ve sessiz kaldı.


Aralarında sıradan sohbetler başlamasıyla ortam biraz daha yumuşamış.

Aslında ona olan duyguların ortaya dökülmesinin tam sırasıydı.

Çocuk:

Senin bulunduğun ortamlarda yüreğim kırık duruyor.
Gözlerim solgun, yüreğim farklı atar oldu nedir bunun sebebi?.


Kız:

Bunun farkına varmam için benimde senin için aynı duyguları hissetmem gerek.

Çocuk:

Bu duygularımın farkına varıp varmadığını sormadım.
Bilmen gerektiğini düşündüm. Beklide yanlış düşündüm.
Özür dilerim ;(

Kız:

Aslında bu hislerini söylemen çok doğru bir şey,
Fakat sen ve ben.
Ben hiç böylesini düşünmemiştim.

Çocuk:
Boş verelim senin için söylediklerim kalsın.
Ben ömür boyu bu hislerimde saklı kalırdım.
Fakat saklı olanın değeri bulunmayınca anlaşılmıyor..
Diye düşünmüştüm.

Kız:
Sen çok doğru düşünüyorsun.
Bu kadar derin düşüncelerinin olduğunu fark edememişim.
Kusuruma bakma...

Çocuk:
Bakmadım bakabileceğimde zannetmiyorum...

Kız:
Sana inanıyorum.
Fakat boş bir uğurda kendini fazlasıyla yormanı istemem...
Biz denk olamayız aşkına inanan birine benziyorsun.
Çok üzgünüm...

Çocuk ;
Senin üzgün olmanı istemem.
Bu benimde üzgün olmamı sağlar...
Biliyorum...
İnsan kaderinde olanı yaşar...
İnançsız olmamak gerek.
En azından bu yeter benim için...


Kız:
Seni üzmek istemiyorum.
Sana benden uzak durmanı da söylemiyorum...
İnançlı olman hoşuma gitti...
Arkadaş kalalım derim...

Çocuk:
Arkadaş kalmak mı bence kalsın...
Artık klasikleşti bu gibi ortamlar...
Klasikler bazen sıkıcı olur...

Senin melek olduğu düşündüğüm bir ortamda
Arkadaş kalmayı kabul edemem...


Evet sen bir meleksin...
Ve çok yukarılardasın...
Ben ise sana ulaşmaya çalışan bir avare...
Sana ellerimle uzanamadığımı anladığım her dakika
Kafama sıkmak geliyor içimden...
Belki o zaman senin yanında bulutlarında üstünde olurum diye..
Kız:

Saçmalıyorsun, belki farkında değilsin.
Bence bir an önce karşımda toplanmanı görmek istiyorum...

Karşılıklı gözlerden yaşların akmasıyla ortam daha da gerginleşir..
Bunun farkına varan çocuk kızın dudaklarına, dudaklarınla dokunmuştur...

Ortam bir an daha da gerginleşmiştir...
Fakat yüreklerinin tüm söylenenlerin aksine,
Olduğunun farkına vardıklarında...
Tenlerin sıcaklığına varmışlardı..

Ayrılık...

Ve aradan 6 yıl geçmesine rağmen. Ayrılık baş gösterdi sebebi olmaksızın...
Çocuk yalnızlığına inanamadı...
Kimseye inancındaki kadını soramadı...


Bir anda çekip giden kız sebebini bile açıklayamamıştı...
Tüm telefonları kapalı ve çevresi olaya duyarsızdı...
Çocuk için yapılacak fazla bir şey yoktu...

Son...

Çocuk yapayalnız kalmış... ve en başından söylenilen şu kelimeleri mırıldanmıştı.
Fakat boş bir uğurda kendini fazlasıyla yormanı istemem diye söylüyordu kız.

Ve haklıydı da
Gerçekten boşmuş...
Biz denk olamamışız...
Şimdi...
Ağlamak istiyorum
Fakat ağlayamıyorum
Sessizce düşündüğüm halde sözlerim sanki boğazımda düğümleniyor...
Ve ben sözlerin hiç çıkmamasını istiyorum...
Artık söyleyebileceğim sözüm yok....
Simsiyah dünyamda
Sana elveda...
Elveda tek gülüm elveda...

13 Mart 2012 3-4 dakika 1 öyküsü var.
Yorumlar