Tirmanyada Neler Oluyor

Tirmanya iktidar partisi başa geçeli bir on beş yıl kadar olmuştu. Başbakan ve Cumhurbaşkanı tabi ki kendi partilerindendi ve uyum içinde çalışıyorlardı. Tirmanya iktidar partisi HÖP yani Halka Özgürlükler Partisi ilk iktidara geldiği zaman fena işler de yapmadı Tirmanya'da. Tirmanya'nın bütün hastanelerini halkın eşit şekilde yararlanabileceği konuma getirdiler, karayolları yaptılar, demiryolları yaptılar, okullar yaptılar. Bu yaptıklarının daha sonra kendilerine yol su elektrik parası ve oy olarak döneceğinin bilinci içindeydiler. Halk onlar iktidara geldi diye höp oturup höp kalkıyordu sevinçten...



Tirmanya Başbakanı muhterem zat, önceleri pek sıkça televizyonda görülmezdi, daha sonra iktidar olmanın verdiği coşku artınca sık sık televizyonlara çıkmaya başladı. Önceleri başbakanlarının sık sık televizyona çıkıp halka bilgi vermesi, halkın hoşuna gider olmuştu. Tirmanya Ana Muhalefet Partisi de başbakan televizyonda konuştuğu zaman, hemen bir kaç saat içinde ona cevap veriyor ve Başbakan'ın söylediklerinin tam tersi söylemlerle halkın karşısına çıkıyordu, velhasıl Tirmanya iktidarı ve muhalefeti ile böyle bir ülke idi...



Daha önceleri, ilk iktidar yılların da, televizyonlara ay da bir çıkan başbakan, sonraları on beş gün de bir çıkmaya başladı. İlk konuşmalarında on beş yirmi dakikayı geçmeyen konuşmalarda yarım saate çıkar oldu. Başbakanın her konuşmasına da en geç beş altı saat içinde Ana muhalefet partisi hemen cevap veriyordu...



Bir müddet geçtikten sonra Tirmanya Başbakanı televizyonlara haftada bir çıkar oldu, konuşmalarda yarım saat den kırk beş dakika ve bir saate kadar uzamaya başladı...''Bu ülkeyi adam etmek çok zor, ah enkaz devraldık enkaz devralmasaydık görürdünüz''diye geçiriyordu kafasından Tirmanya Başbakanı muhterem zat...



Halk yavaş yavaş homurdanmaya başlamıştı, icraat istiyordu Tirmanya Başbakanı'ndan''Az laf çok iş çok çalış tuvalete bile yapmaya gitme ç....ş''diye geçiriyordu aklından Tirmanya Halkı...Başbakanın televizyona çıkışı ve konuşmaları uzadıkça, ülkede yapılan işlerin niteliği ve sürati de aynı hızla azalıyordu...



Başbakan ay da dört kere televizyona çıkarken, sonraları bunu haftada iki kereye, yani toplamda ayda sekiz kereye çıkardı ve konuşmaların uzunluğu da nerede ise iki saate kadar uzamıştı Tirmanya'da. Tabi her konuşmaya da Ana muhalefet Partisi Başkanı'ndan ayda sekiz kere aşağı yukarı aynı süre konuşma ile cevap veriliyordu. Haftada iki kere olan konuşmalarda yeterli olmayınca Tirmanya Başbakanı günaşırı televizyonlarda halka hitap ediyor ve o günki televizyon programlarının da hemen hemen gün içinde yarısını işgal ediyordu. Tirmanya Halkı bıkmış usanmıştı artık televizyonlarda her gün siyasilerin restleşmesinden. Bunları hepsi aynı al birini vur ötekine diyorlardı...



Bir gün danışmanlardan bir tanesi Tirmanya Başbakanının yanına gelerek''Sayın Başbakan'ım halk sizi ne kadar seviyor ve bu kadar yorulmanızı istemiyor, bu kadar sık televizyona çıkınca yoruluyorsunuz, gerçekten bizim size ihtiyacımız var, Allah sizi başımızdan eksik etmesin biraz dinlenseniz, sonra yine gelir ülkenin başına geçersiniz''dedi...



Evet dedi başbakan''Tirmanya için çok şeyler yaptım saçlarım beyazlaştı, şakaklarıma kar yağdı, aç kaldım susuz uykusuz kaldım, çoğusu döküldü bile şaçlarımın, ama feda olsun Tirmanya halkına feda olsun. Bunlar benim işçim, benim köylüm, benim çiftçim, benim dişçim, benim aşçım ''sonra danışmana döndü ''Artık köyüme döneceğim ve çiftçilik yapacağım bilesin sayın danışman'' Danışman içinden bir oh çekti, yutmuştu zokayı başbakan, dolduruşu yemişti. Aslında gerçekler hiç de göründüğü gibi değildi. Konutundan çıkmayan, halkın arasına karışmayan ve televizyonlarda konuşmaktan icraata zaman bulamayan, halkının sorunlarından, fakirliğinden bihaber bir başbakanı dolduruşa getirip köşesine çekilmeye ikna etmişti danışman. Artık danışmanın bu ülke için yaptıklarının bilinmesi durumun da heykelini bile dikerlerdi...



Tirmanya Başbakanı görevden ayrıldıktan sonra onunla ilgili yapılan günaşırı televizyon programları da yayından kaldırılmış, başbakanın suratını iki günde bir görmeye alışmış Tirmanya Halkı da derin bir oh çekmiş rahatlamıştı... Halk kültür sanat ve magazin programlarına geri dönmüştü. Ülkenin önünün açıldığı her açıdan hissediliyordu, yeter ki Allah bir yürü ya kulum deseydi. Gökten üç elma hep düşer masalların sonunda biri okuyanlara, biri bana, biride kim yakalarsa ona...

11 Ocak 2012 4-5 dakika 640 öyküsü var.
Beğenenler (1)
Yorumlar