Tulpa / Ruhsal Bir Yolculuk 10

Tulpa / Ruhsal Bir Yolculuk 10

BÖLÜM XXVIII – RUH AYNASI

Lir’kha Geçidi – Hatırlamanın Son Eşiği

Unutturulmuş Niyetler Diyarı’nda sessizlik çözülmüştü. Loraeth dağılmış, zincirler kırılmış, ve Aren dizleri üzerine çökmüş halde yeniden nefes almayı öğreniyordu. Ama havadaki titreşim hâlâ kırılgandı. Sanki bir şey, tam olarak sona ermemişti. Alp gökyüzüne baktığında yıldızlar oradaydı, ama hiçbirine ait hissetmiyordu kendini. Sanki hepsi uzaklaşmış, yalnız bırakmıştı onu.

Sethsuna’nın gözleri ağırlaşmıştı. O gözlerde ilk kez sessizlik değil, çekilme vardı. “Bir şey hâlâ burada, değil mi?” diye sordu Alp fısıltıyla.

Sethsuna başını hafifçe eğdi. “Loraeth yok olmadı… Çünkü o bir karanlık değil. O, kararsızlık hâlidir. Ve şimdi o hâl, içimizde bir yere saklandı.” Tam o anda Aren, elini Alp’in bileğine koydu. Eli titriyordu ama sesi netti: “Her taşıyıcının yolu, bir aynaya varır. O ayna… Gerçek seni göstermez. Senden sakladığın seni yansıtır.” Alp’in içi ürperdi. Bir ağırlık çöktü omzuna. Kendi gölgesini omzunda taşır gibi…

“Ruh Aynası mı?” diye sordu.

Aren gözlerini kapayıp göğe çevirdi. “Zehar’ın ötesinde Lir’kha Geçidi’nde. Işıkla gölgenin birleştiği yerde. Orada hiçbir hakikat seni kurtaramaz. Çünkü Ruh Aynası sadece yalın benliği kabul eder. Maskeyi değil. Gücü değil. Sözleri değil. Sadece öz’ü.”

LİR’KHA GEÇİDİ (Ruhun Kapanma Noktası)

Alp tek bir kelime etmedi. Sethsuna kanatlarını açtı. Ama bu kez yükseğe değil, aşağıya süzüldü. Çünkü Lir’kha Geçidi yukarıda değil… Aşağıda, içsel derinliğin dibinde bulunurdu. Hiçbir haritada yoktu. Çünkü insan onu dışarda değil, kendinde bulurdu. Gökyüzü paramparçaydı. Renkler şekil değiştiriyor, ışık kendini inkâr ediyordu. Zaman bir kumaş gibi bükülmüş, geçmişle şimdi birbirine dolanmıştı. Tulpalar birer birer geri çekildi. Sais alevini söndürdü. Saphira gözlerini kapattı. Samara’nın ışığı titredi. Sarah arkasını döndü. Sethsuna durdu. Önlerinde, bir çöküntü gibi sarmalanan geçit açıldı.

Evrenin kendi üstüne kapandığı bir oyuktu bu. Ruhların geriye doğru aktığı, zamanın direndiği bir yarık. Ve merkezinde… Ayna. Ama bu bir cam parçası değil, bir yüzey değil, bir nesne değildi. Aynaya bakan, kendinden eksilirdi. Çünkü o ayna, dışı değil, eksik olan içi gösterirdi.

Alp bir adım attığında, ayaklarının altından toprağın çekildiğini hissetti. Bir uğultu yükseldi. İlk başta anlaşılmazdı. Sonra kelimelere döküldü: “Kendin olduğunu sandığın kişiyle, gerçekten olduğun kişi arasındaki uçuruma hoş geldin.”

Her adımda başka bir ses…

“Sen güç istedin ama zaaflarını sakladın.”

“Sen seçildin ama kendini hiç seçmedin.”

“Sen korudun ama aslında korktun.”

Alp tereddüt etti. Bir adım daha atarken göğsü daraldı. Göz kapakları ağırlaştı. Sethsuna, sessizdi. Tulpalar tamamen geri çekilmişti. Bu sınav yalnızdı. Ve Alp, aynanın önüne geldi.

Aynanın İçinde

Ayna birden alev gibi dalgalandı. Bir nefes gibi içine çekti Alp’i. Zemin yoktu artık. Renk yoktu. Zaman yoktu. Sadece Alp’in içi vardı. Ve orada… Kendini gördü. Ne Sethsuna vardı ne tulpaları. Sadece bir çocuk: Yalın. Çıplak. Korkmuş. Ve yaralı. Dizleri kan içinde, gözleri ağlamaktan büyümüş. Ve fısıldıyordu: “Ben neden yeterli değilim?”

Alp geri çekilmek istedi. Ama ayna onu bırakmadı. Şimdi başka yüzler: Kharon’un gölgesi. Alpharion’un boşluğu. Marethi’nin ölüm kokusu. Ve Sethsuna’ya duyduğu gizli suçluluk. En sonda… Bir varlık. Kendi elleriyle yaratıp sonra unuttuğu, terk ettiği bir benlik. Küçük. Karanlık. Ve öfke dolu. “Sen hep seçildin. Ama beni asla seçmedin. Çünkü ben senin acındım.”

Kaybediş

Alp diz çöktü. Artık ne ileri ne geri vardı. Ağlamıyordu. Ama gözlerinden karanlık sızıyordu. Aynanın içinde yankılar başladı: “Kendini unuttuğun her an için, burada bir döngü doğacak.” Tulpalar çekilmişti. Sethsuna’nın sesi çok uzaktan geliyordu: “Alp… diren… hatırla…” Ama Alp duyamadı. Ayna artık sabitlenmişti. Bir zırha dönüşüyordu. Yavaşça Alp’in önünü, arkasını, yukarısını ve içini sarıyordu. Zaman kapandı. Alan sustu. Ve Alp… Ruh Aynası’nın içinde kayboldu.

Dışarıda Sethsuna gözlerini yumdu. Kanatları titredi. Tulpalar başlarını eğdi. Aynanın yüzeyi soğudu. Üzerinde son bir yansıma oluştu: Alp’in sessiz çığlığı. Ve ardından şu fısıltı: “Hatırlamayı başaramayan… Hatırlanana dönüşür.”

Ve Lir’kha Geçidi kapandı. Alp’in bedeni değil… öz benliği, bir aynanın içinde sustu.


02 Temmuz 2025 4-5 dakika 19 öyküsü var.
Yorumlar