Uçurum 2.Bölüm (İtiraf) 2/10 Bölüm

Ferda üniversite son sınıfa geçmişti bir yandan staj yapıyor bir yandan yabancı dilini geliştirmek için dil kursuna gidiyordu eminle ferda birbirlerine iyice ısınmışlardı öyle ki başlarından geçen olayları en gizli sırlarını bile birbirine açmaktan geri durmuyorlardı birbirlerine çok güveniyorlardı.
Bir gün evde ferdayla eminden başka hiç kimse yoktu bu fırsatı kaçırmak istemeyen ferda sürekli ağzında bir şeyler geveleyip duruyordu bir oradan bir buradan bahsederken birden emine üniversitede birkaç erkekle çıktığını ama ileri gitmeden bitirdiğini anlatıyordu. Ferda bu ilişkilerin arkadaşça kaldığını bu tip ilişkilerle boşuna zaman geçirdiğini gönül eğlendirdiğini söylüyordu. Aslında böyle bir şey yoktu sadece kendini kıymete bindiriyordu aklınca
Ferda
Şimdiye kadar hayatımdaki önemli kişiyi hep uzaklarda aramışım ama en sonunda onu yanı başımda buldum beyhude geçmiş yıllarım
Bu sözler dilinden dökülürken ferda resmen emine kompliman, desti izdivaç yapıyor gibiydi Ama emin bunu başka bir şeye yormak istemedi bir an böyle düşündüyse de sonra kendi kendine yo ben ne kadar budalayım o bana kardeş olarak bakıyor ben nasıl başka bir gözle bakabilirim ki yazık bana dedi içinden
Ferda eminin gözlerinin içine bakıp şu kelimeleri sarf etti.
Ya sen emin hayatın da hiç beğendiğin sevdiğin yani bir ilişkin olmadı mı bu konuda bana hiç sırrını açmadın
Emin
Yok, nerden çıktı şimdi bu tamam tamam samimiyiz ama bir yere kadar bu konuları karşı bir cinsle konuşman doğru değil
Ferda artık kendini frenleyemiyordu sesi titreyerek
Emin ya sen, sen ne düşünüyorsun?
Emin
Ne hakkında ne demek istiyorsun
Ferda
Artık bu oyun bir son bulsun lütfen ne zamana kadar sürecek
Emin
Hangi oyundan neden bahsediyorsun anlamıyorum
Ferda usulca elini eminin eline değdirdi bu temasla eminin içi ürpermeye başladı kalbi hızlı hızlı atıyor gözbebekleri yerinden çıkacak gibi utancından kulakları kıpkırmızı kesilmiş bir halde ağzını açmaya derman bulamadı kendinde, bu esnada ferda iki eliyle eminin elini avuçlamıştı bile emin bir hışımla ferdayı iteleyerek
Bu da neyin nesi bir oyun mu bu
Ferda
Emin yalvarıyorum artık sen bana açılamayacaksan kendinde bu cesareti bulamıyorsan bırak ben sana açılayım biliyorum sende bana karşı boş değilsin yani öyle olduğunu ümit ediyorum
Bu sözler karşısında afallayan emin ne diyeceğini kestiremiyor du. Ardına bakmadan odasına çekildi.
Evde onlardan başka kimse yoktu Ahmet Bey balıkta Neriman Hanım komşuda şükrü de arkadaşlarıyla beraberdiler. Emin odanın kapısını içerden kilitledi çok geçmeden ferda kapıya vurmaya başladı
Emin lütfen kapıyı açar mısın ne diye gerçeklerden kaçıyorsun senden tek kelime istiyorum, söz seni şimdi rahat bırakacağım o da şu emin
Beni seviyor musun?
Emin bu soruya nasıl cevap verebilir ki ferdayı gerçekten bütün kalbiyle seviyordu. Her şeyden çok ama önünde bir yığın engel vardı. Ne tarafına baksa engel, birincisi kabullenemediği onun hayatını kurtaran, ona kucak açan ona yeni bir hayat veren bir baba bildiği Ahmet Beye karşı durumu nice olurdu ne cevap verebilirdi. İkinci bir engelde şu ki ferda okumuş tahsilli güngörmüş yeri yurdu belli olan biri kendisi ise bir lokantada bir yamak bulaşıkçı davul bile dengi dengine vurur ona göre ayrı dünyaların insanlarıydı.
Ferda eminden bir yanıt alamamıştı ki bu esnada
Zil çaldı Ahmet Bey balıktan dönmüştü ve biraz sonra evin diğer bireyleri Neriman hanımla şükrü gelmişlerdi.
Akşam sofrası kurulmuş ferdayla emin masada karşı karşıya düşmüş ikisinin de ağzını bıçak açmıyordu ferda ara sıra emine bir bakış atıyordu eminse hiç oralı olmuyordu bu durum Ahmet Beyin gözünden kaçmadı
Hayrola çocuklar tatsız bir şey mi var ne oldu size pek neşesiz gördüm sizi
Emin
Yok, efendim bugün işim biraz fazla sürdü onun yorgunluğu olacak herhalde
Ahmet Bey
Ferda ya sen sana ne oldu yüzünden düşen bin parça
Ferda
Bir şey yok baba sınavım istediğim gibi iyi geçmedi ona canım sıkıldı.
Yemek bittikten sonra keyif çayı içiliyordu emin Ahmet Beye dönerek
Efendim size ne kadar teşekkür etsem azdır benim üstümde çok emeğiniz geçti yıllardır bana kucak açtınız beni sahiplendiniz ben şu an kendi ayaklarım üstünde duracak haldeyim arkadaşım Necati'yle bir ev tuttuk sizden izin istiyorum.
Bu söz evde bir deprem etkisi oluşturmuştu ferda olduğu yerde donakalmıştı çay bardağı bir elinde öylece kalakaldı. Ahmet Bey başta olmak üzere Neriman Hanım ve şükrü bu söz karşısında şok olmuşlardı hâlbuki ona çok alışmışlardı onu da kendilerinden bir parça gibi görüyorlardı, emin elbette bir gün kendi başının çaresine bakması gerekirdi ama bu ayrılığın asıl nedeni ferda ile aralarında geçen kendine göre tatsız bir andan ibaretti. Bu olayın çözümünü gerçeklerden kaçmakta buldu.
Emin evden ayrılalı iki ay olmuştu ki ev sakinleri her olayın sonunda konuyu emine bağlamaktalardı. Her konuşmalarında adı geçer oldu. O hala unutulmamıştı emin merkezde lokantaya yakın bir yerde Necati'yle ev tutmuştu işe gelip gitmesi onun için artık daha kolaydı.
Eminin yerine yeni bir bulaşıkçı alındı emin artık garsonluk yapıyordu yaşar usta namaza gittiği vakitlerde kasayı ona emanet ediyordu ve emine son derecede güveniyordu artık esnaf olsun olmasın onu tanıyan herkes ona adapte olmuştu herkes onu seviyordu.
Çok olmasa da bir vefa borcu olduğu Ahmet Beye ayda bir gidiyor ferdayla her karşılaştığında içinde buruk bir acı hissediyordu.


Devamı var.......

30 Haziran 2016 5-6 dakika 3 öyküsü var.
Yorumlar