Vakit Erişmişti Tamama/Bir Karar Vermeliydi İnsanlık Adına/Şiirli Atışmalı Öykü


Vakit Erişmişti Tamama, Bir Karar Vermeliydi İnsanlık Adına Şiirli Atışmalı Öykü


Sıkıntının ne olduğuna çözemeyenlerin çaresini bilmeyenlerin birazcık kafa yormadan, etrafına bakmadan, bulamıyor olanların sayısı hayli fazladır Aslında kendilerini ilgilendiren lakin bu konuda çaba sarf etmeyenlerin, hayata kazandırdıkları sadece içi boş bir etikettir, densizliktir bencilliktir. Sıkıntı insanoğlunu derinden yaşarken, içinde yaşadığımız anın çıkılamayan dipsiz kuyusudur. Bu işi çözmek için, işin içine gir dediğinde, kaçarlar ellerini taşın altına koymazlar, hazır olsun hazır yiyelim hazır olana konalım, tadına bakalım derler. Oysa sıkıntılar içimizde neler olup bittiğini bize ders mahiyetinde, hayatı insanı daha iyi anlamak, neden hangi eksikliğimizle bize tesir ettiğini, onu hangi nedenden dolayı aşamadığımızı daha iyi belirlemek için gösterdiği bir yol haritasıdır.


İnsanoğlu zaman ve mekân arasında kendince dar kalıpları ürete ürete kendince sıkışmış insanın varoluşun ne olduğunu var olmanın gereğini araştırmadan etrafına bakmadan, hayatın, içinde hayatın bir oyun olduğunu bilme isteği onu sıkıntıların merkezine götürürken çözmek için gerekli olan adımı atmayarak sorunu çözmekte çaba göstermemesinin sonucunda doğan bir iç daralmasıdır.


Vakit erişmişti tamama, bir karar vermeliydi insanlık adına, kendisini seçmişlerdi karar verilmesi adına. Bu büyük bir yüktü çekemem diyemeden seçildi. Karşı taraf adına karar verse yanlış diğer taraf içinde uygun olmaz, zaten doğru olanla işleri olmazdı. Lakin kendisinin de yalanla işi olmaz, doğrudan şaşmazdı. Gündüzü geceye gecesi sancıyla doldukça bir yolunu bulamadı, seçilmişti kimseye de soramadı. Güneş sabaha doğru ufukta doğarken tüm âlem aydınlanmıştı uzun dalları olan ağaçların altı gölgelik olmuş, kökleri güneşten faydalanmıyordu, bu doğruydu güneşe karşı kollarını açan arkadakinin güneşinden çalar ve gölgelik verirdi, şimdi gel de bunu anlat onlara. Anlatmaya kalksa, kimisi canım nasıl isterse onu yaparım, ben kollarımı özgürce açarım, kimisi de çıkarak demez ki ben yanlış yöne bakarım, herkesin ortak malını saklarım. Koşmuş karşı köydeki Hüsmen amcaya. Çalmış kapısını içeriye girmiş. Hüsmen amca piposunda ki tütünü dertli dertli çekerken, ona.


Ne kadar gamlı sözlerin var bu akşam vaktiSeni buraya hangi rüzgârlar savurdu attıBaksana akşam oldu herkesler yattıİkimizi birden bu dertle gamlar sardı


Hüsmen amca şiirleri severdi, bol bol okurdu. Ona cevap verdi.


Biz her canın elbet canıyızİşte bu nedenle yanmaktayızİnsanlara bakınca anlamamaktayızÖyle ise neden onun için yanmaktayız


Hüsmen amca piposundan bir nefes daha çekti dumanını tavana doğru uzun uzun üfledi.


İnsan isen durma gel beriyeNeden kaçar gibi gidersin geriyeİnsan bu döner mi serseriyeDönerse serseriye bakmaz ki dönüp geriye


Haklıydı, verdi cevap bulamadı çarenin ıstırabıyla.


Ben gideyim karanlığa aydınlık olsunİnsanlar adım attıkça aşka mutlu olsunBu garip bencil kul sorunun cevabını nasıl bulsunOnun için çalarım kapını


Hüsmen amca yardım etmeyi severdi.


İki yanında aksın cevaplar nehir gibiSeni tertemiz etsin akan nehir cennetteki gibiSenin yolun cennete çıkarmış yel gibiSor sorunu da al cevabını âşık gibi


Derinden bir nefes aldı çok şükür, soruna çareyi bulacak bu ağırlıktan kurtulacaktı.


Derler ki güneş aydınlatırken neden mağaralara saklanırızİçimizde ki eksik nedir ki böyle geride kalırızYıllar geçti hala mağaralarda böyle yaşarızDışarıya adım atarken ne eksikte geri adım atarız.


Hüsmen ağa


Yetersiz kalan insan eksikliğini bilmemişDüşünsünler bakalım aşk ne için Gönül’e girmişKapısını açamadıkları kapı varsa ölüm mü canlarına girmişAşkla mana boyutu eksik onlarda işleri hep yarım kalmış.


Hüsmen ağanın boynuna sarılmak için ayağa kalktı, bir kaç gündür yorgun olan bedeni odanın ortasına yığıldık aldı. Hüsmen ağa kızı gonca çiçeğine seslenerek.


-Gonca kızım, kardeşin Halimle Selimi çağır hemen gelsinler, sende sarmısaklı bir ayran yap getir, konuğumuz Maydanoz Rükneddin bayıldı kendini kaybetti, yardıma gelin de haydi çabuk olun.


Gonca Çiçek, avluda heyecanla seslendi babasına.


-Tamam, babam hemen çağırıyorum, ayran aşı çorbası hazır ondan hemen getireyim.Yerde yorgunluktan bitap düşen Maydanoz Rükneddin’e yardım eden oğulları divanın üstüne bıraktı, başın altına yastık koyarak odadan çıktılar. Gonca çiçek tüm güzellikleri üstüne giymiş halde içeriye çiçek kokusuyla girince, bu kokunun etkisiyle maydanoz Rükneddin kendine geldi. Etrafına baktı gonca çiçeği görünce tekrardan bayıldı. Hüsmen ağa.


Rabbim seni çiçek kokusuna bürümüşGülüşünde çiçekler açarken yolun görünmüşKadir Mevla’m güzel olanı anlatın demişSeni gören güzelliğinde her şeyi unutur gidermiş.


Gonca Çiçek


Baba beni utandırıp mahcup ediyorsunSen insanı ne çok sevdiğimi sen gibi biliyorsunYüzün kara eski elbiseleri giy diyorsunMevla’m bu güzelliği vermiş sakla diyorsunSaklamak elde değil güzel babam sende görüyorsun


Baygınlıktan kurtulan Maydanoz Rükneddin şaşkınlıkla Hüsmen amcaya bakarak.


Hüsmen amca ben bir düş gördümDüşüm içinde salınarak gezen bir güzel gördümAklım başım zayi oldu güzelliğine vuruldumKaf dağın arkasında olsa bulacağım alnıma sanki yazıldı


Hüsmen amca


Âleminde gönlünde sahibidir MevlaSeni aşkla tanıştırmış kim der otur ağlaAra bul onu al gönlüne aşkla bağlaSeninle dalga geçenler kalsın içindeki karanlık dağla


Yerinde duramayan Rükneddin


Varayım Kaf dağına bu çıplak ayaklaVarmak gerekir bu aşkla durmak yok duraktaAşkı bulayım içinde beraber oturaktaSen beni bekle hemen şuracıkta


Hüsmen amca gülümseyerek


Kafdağı olsa bazen uzaktaKadir Mevla yaklaştırır bir bakıştaBak bakalım avluda ne kadar uzaklıkta


Avluya çıkan Rükneddin, karşısında gonca çiçeği görünce, damarlarında ki kanın akışı hızlandı, bedenini terler bastı, heyecan içinde bağırdı.


-Hüsmen amca, Hüsmen amca, çabuk gel çabuk…!


Hüsmen amca yavaştan alarak.


-Ne oldu oğlum Kaf dağına mı vardın?


-Vallahi gitmeme gerek kalmadı ki Kaf dağına! İşte düşümde gördüğüm o güzel karşımda.


-Ne diyorsun evladım.


Mutlak güzelliğin tecelli ettiği bu âlemde o güzel karşımdaŞimdi ona ne söyleyeyim ki aşkla duruversin yanımdaÂlem desem bin âlem cennet desem cennet bakışındaHüsmen amca bu güzel kimin kızı varalım isteyelim babasında


Hüsmen amca.


-Sor bakalım kızında gönlü razımı.


Rükneddin


Ban düşer mi senin yanında yaşamakİzin verirsen bir ömür gözlerine isterim bakmakBen bir garip kulum aşkla seninle tanıştımİsterim bir ömür boyu bak yanına yakıştım


Gonca Kız


Gonca kızım derdini anlar
Bir kararsız kuştur gelip dalına konar
Aşksız kalırsa saçın inan başını yolar
Soran sordu soruyu, aldı cevabını oldu mu?


İşte böyle insan eğer hayata dair bir kuralı ihlal edilirse bu hayatın akışı bozulur. Kurallara uymayan kural nedir bilmeyen, bunlara karşı çıkan kurala kural tanımaz kurallar koyan kimse oyunbozandır. İnsan aşksız yaşarsa sevmezse sevilmez mutlu olmaz, herkesi kendisi gibi tehlikeli potansiyel olarak görür, kaçtıkça kaçar kendi karanlığından kaybolur. Aşk, Âlemlerin Rabbinin gönderdiği nurundan bir parça alarak, dağıtarak yol almaktır, insanın mutsuzsa mutluluğuna mutluluk katmaktır hayat.

Mehmet Aluç

05 Eylül 2020 7-8 dakika 6 öyküsü var.
Beğenenler (1)
Yorumlar