Vitrindeki Bardaklar

Yaz dönemi part - time bekarız ya. Akşamları sıkıldıkça kendime boş işler ve boş düşünceler bulmaya çalışıyorum. Çevremdeki aynı durumda bazı kişilerden duyuyorum. Part - time bekarlık sonu bilançosu tepeleme bulaşık dolusu bir mutfak.

Allahtan bizim böyle bir sorunumuz yok.
Öğrencilikten kalma bir alışkanlıkla, bulaşıklarımızı yıkıyoruz.

Dikkat ettim, bütün yaz boyu kullandığım çay bardağı, çay tabağı, çay kaşığı , cezve, fincan, yemek kaşığı, çatal, tava 1 ( yazıyla bir) adet. Tencere hiç kullanmamışım.Tabak .. o da iki veya 3 adet.

Biz kışları 3 (büyük oğlum ayrı bir şehirde üniversite öğrencisi), yazları 4 kişilik bir aileyiz.
Hepsini 4'le çarp.Yok hesap tutmuyor. Sadece mutfakta gördüğüm eşyalar, aile planlaması olmadan 2200 yılına kadar oluşacak nüfus kütüğüne fazla fazla yeter. Hatta yemeğin danesini ayrı, suyunu ayrı tabaklara koysan da yeter.

Bir de vitrindekiler var. Onlar bu durumda tarihi eser olacak kadar kalacaklar. Çünkü arz ? talep olayında vitrindekiler kayıt dışı. Örneğin bir bardak, ya da bir fincan kırıldığında takım bozulduğundan yenisi alınmalı. Böylece beş artı altı, ya da on bir artı on iki gibi çoğalıyorlar.

Geçenlerde yemek yiyoruz. Dediğim gibi üç kişiyiz.Masada iki çeşit kaşık var. İkisi bir model,
bir tanesi başka model. O bir tane olan model ucuna doğru daha bir sivrimsi olduğu için benim tercihim. Aynı anda eşim de aynı hedefe yöneliyor. O da aynı modeli seviyormuş.
Diğerlerinin ağza gelen kısmı daha bir yuvarlak.
-''Bunlardan kalmadı artık'' diyor eşim. Bunlar benim çeyizimden.
Yuh artık. Onlar bile halen duruyor, ama üstüne gelen kumaların haddi hesabı yok.



Vitrinlerle ilgili bir arkadaşımın anlattığı anı kalmış aklımda. Hala anımsadıkça gülerim. Anıyı anlatan arkadaşım o sıra henüz bekar. Evli olan bir diğer arkadaşının evine misafirliğe gidiyor.
Söz dönüp dolaşıp evliliğe, evlilikte eğitimin önemine geliyor. Ev sahibi arkadaş, bir önemi olmadığını savunuyor. Bekar olan arkadaşı vitrinin önüne getiriyor ve başlıyor saymaya :

-Bu çay takımı
-Bu kahve takımı
-Bu misafir çay takımı
-Bu misafir kahve takımı

Sayıyor ...sayıyor. Çaylardan kuşburnu çayına kadar, kahvelerden markalarına, bilinen tüm sıfatlarına varıncaya kadar. En sona bir takım kalıyor. Kısa bir süre düşünüyor ve onu da buluyor:
- Bu da sütlü nescafe takımı.

Ve savunmasını bir cümleyle bitiriyor : 'Bu durum bütün evlerde böyledir'

Evli olan arkadaşın, o sırada bekar olan arkadaşın düşüncelerinde bir değişiklik yaratıp yaratamadığını bilmiyorum. Ama yıllarca vitrinde hiç kullanılmadan yıllarca duran
bunca takımlar varken, 23 yıllık kaşıklarla yemek yiyor olmak acayip ağırıma gitti.

Onlar sanki '' bak ne kadar tutumluyum '' mesajı için masaya sürülüyordu.

Ancak vitrinde, mutfak dolaplarında ikamet edip de soframıza teşrif buyurmayan çelik, porselen ve camdan yapılmış dostlarımızın ne tür bir mesaj vermek üzere bulunduğu mekanı terk etmedikleri anlaşılamadı.

07 Ocak 2014 2-3 dakika 21 öyküsü var.
Yorumlar