Yalancı Bir Öğretmenden Doğru Ders

Yalan ve iki yüzlülükle çıktığın bu yolda kendini mağdur durumda göstererek şimdi yeni insanları kandırmaktasın. Para her şeydir ama aynı zamanda hiçbir şeydir unutma. Açık şahit ve kanıtlar olduğu halde o kadar yüzsüz ve arsızsın ki her durumdan faydalanıyor, yağ gibi su üstüne çıkmaya çalışıyorsun.

Kişisel olarak insanlardan almış olduğun, ev taksitinin parası, ....y ile çıkmış olduğun tatilinin parası, kontörsüzüm diyerek istemiş olduğun binlerce kontör parası ama en önemlisi ve üzücü olanı babanın hastalığını kullanarak istemiş olduğun yol parası(!) İşte bunun gibi bir çok nedenler aslında mağdurun sen değil sana güvenenlerde olduğunu göstermiyor mu?

Öyle ki bazılarının sana duygusal olarak bağlanmasını kullanarak borçlarını ödemek bahanesi ile almış olduğun (Eski Türk Lirasına Göre) milyarların haddi hesabı dahi yapılamaz durumda. Üstelik borçlarının bir lirasını dahi hala ödemediğin aşikar.

Buna rağmen sana yazılan her eleştiriye verilecek bir cevabın, savunulacak bir tarafın olduğunu söylemektesin. Sanki dolandırılan senmişsin gibi! Bu güne kadar kimse senden
şöhret istemedi, görev istemedi, isim hakkı istemedi. Sen her zaman istediklerine verdin bu hakkı. Sözde danışma ile hareket ettin ve kararları aldın. Halbuki danıştım dediğin insanlara sorduğumuzda bu kararlardan haberi bile olmuyordu kimi zaman.

Ortak karar alınmış olsa dahi sen yine kendi bildiğini uyguladın. Bahane olarak da ?paramız yok herkes elini taşın altına koymalı ? diye kendini savundun. Sana bu kadar para gönderildiği halde nasıl paramız yok demektesin anlamıyorum. Bu insanların paraları nereye gitti söylesene? Sanal pencerenin bedeli bu kadar pahalı mı ki bu paha biçilmez kaftanın eksikleri hiç bitmiyor. Yoksa bu kağıt liralar senin kişisel zevklerin için mi kullanıldı? İşte bu sorunun cevabı tam bir muamma! Mahkemeye verdiğini söylüyorsun sana ithafen yazılanlara karşılık. Elbette ki büyük mahkemede onun da hesabı tek tek verilecektir ama bilinen bir gerçek var ki sen sadece mahkemeye verdiğini söylersin fakat ortada asla mahkeme olmaz...

Kullanım bedeli adı altında vermiş olduğun haklara baktığımızda tüm bu avantajlar (-ki sen öyle belirtiyorsun) başka sanal pencerelerde bedelsiz verilmekte. Sende olup da bir başka pencerede olmayan ne var ki insanlar sana o bedeli versinler? Kalite ve seçicilik mi yoksa güven mi? Güldürme beni. Eskiden olsa inanırdım dostluğun samimiyetine binaen. Ancak anlattığının dışında bir kişiliğin olduğunu öğrendiğimden bu yana sana güvenimin kalmadığı bir gerçek.

Aslında hata ne sende ne de bir başkasında. Hatanın en büyüğü bizde(bende). Sana olan güvenimizin ve saygımızın sorgusuz ve sualsiz olmasındaydı hata... Ne büyük yanlış! Hayatım boyunca aldığım en büyük ders; ? sanaldan tanıştığın insanlarla dostluk kurulamayacağı, kurulsa bile adı gibi bir yalandan ibaret olacağı? oldu. Ayrıca sana teşekkür etmek istiyorum. Bana iyi bir ders verdiğin için... Sayende yalancı bir öğretmenden hayata dair doğru bir ders aldım...





İlgilisine: Bu öykü gerçek bir hikayeden alınarak yazılmış olup, interneti kendilerine kalkan yaparak DİN/VİCDAN/DOSTLUK istismarı ile zimmetine para geçiren, dolandıran ve tehdit ederek şantaj uygulayan, hakkını aramak isteyenleri de sindirerek susmalarına neden olan suçlulara ithafen yazılmıştır.

18 Ağustos 2009 3-4 dakika 2 öyküsü var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (2)
  • 14 yıl önce

    Bir öğretmene yakışmayacak şeyler haklsınız.İnsana yakışmaz.Sözün senet olduğu günlere hasret kaldık.İnsanlara dosdoğru inanabileceğimiz ,güvenebileceğimiz günlere de.Keşke güven güveni,sevgi sevgiyi,saygı saygıyı doğursa ve biz de karşımızdakine verdiklerimiz oranda alsak.Güven veriyorsak güveni alsak mesela,sevgi veriyorsak sevgiyi ya da.Ne güzel olurdu;fakat bakıyorsunuz kimilerine siz onu incitmekten korktuğunuz oranda incitiliyorsunuz.Ya da yukarıda anlattığınız gibi insanların duyguları, duygusal bakışları sömürülüyor.Siz merhametiniz nedeniyle mağdursunuz.Size verilen ders değil.Güzel duyguların sömürülmesi bence.İnsanda merhamet,sevgi,saygı,sevecenlik gibi güzel duyguları sömürenler ders vermezler.Teröristlerdir.Güzellikleri ancak teröristler yok eder.ANLATTIĞINIZ ŞAHIS SANAL TERÖRÜ İMİŞ.TEKNOLOJİYE DÜŞMAN OLMALI.ATATÜRK İSE TEKNOLOJİ HAYRANI İDİ.Gelişme hayranı, ilerleme hayranı idi.Atatürkçü de değilmiş.

    Tebrikler cesaretiniz ve dile getirebildiğiniz için.

  • 12 yıl önce

    malasef cok üzücü bir durum sanal alemi yalan alemi demisimdir her zaman dogru insan bulmak cok zor insanlarin cogu hep yalanlari ile katiliyorlar real hayatta olamadiklarini sanalda oluyorlar calismayanlar bile ya doktor ya hemsire oluveriyorlar iste sanal alemi tanisiyorsun ikinci ücüncü konusmanda veya yazismanda karsindaki insanin sorunlarini dinliyorsun elinde imkanin varsada hemen yardim ediyorsun oysa o insanin yardima kesinlikle ihtiyaci yoktur kesin sonra ögreniyorsun ki karsindaki seni dolandirmis simdi neye yanalim maddi bakimdan ugradigimiz zararami? yoksa manevi olarak keriz yerine koyulup aldatilmamizami iste sanal bu bence artik keriz yerine koyulmayalim ne dersiniz? saygilarimla