Yalnızlık

Yaşlı adam içinde kalan son bir gayretle binebilmişti eşeğine.Dar sokaklar arasında gidiyordu.Etrafında aynı onun gibi yılların yorgunluğunu,hüznünü taşıyan evler vardı.Evlerin duvarları da tıpkı ellerinin derisi gibiydi.Ellerine baktı.Renkleri solmuş ve yaşlanmıştı.Kaldırımlara baktı bomboştu.Tıpkı onun gibi yalnızlardı.Gökyüzüne baktı kararmıştı.Her yere hüzün çökmüştü.Sanki herkes onun gibi yalnız kalmıştı.
Sonunda yalnızlığını unuttuğu,kısa bir süre önce eşini gömdüğü mezarlığa gelmişti.Yaşlı adam burada huzur buluyordu.Mezarlığın kapısında eşeğinden indi.Eşeğin ipini tutarak eşinin yanına gitti.Dizlerinin üzerine çöktü,toprağa sarıldı.Küçük bir çocuk gibi ağlamaya başladı.Ağlıyordu.Hem de hiç susmadan.Eşi sanki karşısındaymış gibi konuşmaya başladı:"Gördün mü cancağzım yine birlikteyiz.Sen beni bırakıp gittin ama ben seni bırakamadım.Hani beni hiç bırakmayacaktın.Hani hep yanımda olacaktın.Elimi uzatıp yardım istediğimde tutan sen olacaktın.Sana kızmaya bile kıyamıyorum.Ah cancağzım şu garip eşekle başbaşa kaldık.Biliyorum bir gün o da beni bırakacak."
Yaşlı adamın gözyaşları durmuyordu.Durduramıyordu.Vakit epeyce geç olmuştu.Eski ceketinin cebinden küçük bir paptya çıkardı.Mezarın bir köşesine titrek,üşümüş elleriyle koydu.Zorlukla yerinden kalkabildi.Eliyle yanağından süzülen gözyaşlarını sildi.Eşeğinin ipini tuttu.Yola koyuldu.Yine aynı dar,boş sokaklardan eşine kavuşacağı günün hayaliyle fakirhanesinin yolunu tuttu.

26 Ağustos 2008 1-2 dakika 1 öyküsü var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • 15 yıl önce

    İnsan olan herkesin başına gelecek akibeti çok yalın sade akıcı bir uslüpla satırlara dökmüşsünüz sizi kutlarım.Kaleminiz daim olsun daha nice güzel öykülerde buluşmak dilği ve sayğılarımla.