Yaramaz Kardeşler

Bir varmış başka bir şey yokmuş. Allah her şeyi yaratmış. Yaratılışını güzel yapmış. Evvel zaman içindeymiş. Zaman zaman içindeymiş. İki yaramaz kardeş bizim masalın içindeymiş. Çok önceleri yaramaz iki kardeş varmış. Bunlar birbirini hiç sevmez, sürekli kavga ederlermiş.

Anneleri gül yüzlü Ayşe Hanım bunları uyarır, nasihat edermiş. Ancak söylediği güzel sözler rüzgarın tatlı esintisi gibi sadece kulaklarını okşarmış. Ama hiç yüreklerine işlemezmiş.

Yemek için oturduklarında, 'Sen benim kaşığımı aldın, ver ver o benim kaşığım' 'Sen benim bardağımı aldın ver,' diye didişirlermiş. Sofrada bir kıyamet kopar, çaylar yere dökülürmüş.
Anne yine çok sinirlenir, ama yüreğindeki sevgi pınarı coşkuyla akar sakinleşirmiş.
Babaları eve geldiğinde O yaramaz iki çocuk gider, sanki yerine iki melek gelirmiş. Sakin ve uyumlu olurlarmış.

Annenin merhameti ezilir, ayaklar altına alınırken, babanın öfke bulutları baş tacı edilirmiş. Anne buna çok üzülse de, sevgisi yine ağır basar da babalarına şikâyet etmezmiş.

Cennet ayaklarının altındayken bu yaramaz iki kardeş anne sevgisini ayaklar altına almış. Kavga ederek birbirleriyle, sürekli üzerlermiş melek yüzlüyü.

İşte bir gün kardeşlerden adı Sümeyye olanı yani küçüğü çok hem de çok hastalanmış.
Yatağa düşmüş kalkamamış. O canlı hareketli Sümeyye'den hiçbir eser kalmamış.
Abisi yanına geldiği zaman, gözlerinin maviliğinde sanki hüzün bulutları geziyormuş.
Celal ise onu öyle görünce, annesinin eteğine sarılıp, gözyaşlarını yağmur gibi rahmet olsun diye indiriyormuş.

'Anneciğim, anneciğim' diyormuş. 'Kardeşim ne zaman kalkacak? İyileşecek değil mi anneciğim? Ben onu çok seviyorum. İyileştiğin zaman Sümeyye bardağımı, kaşığımı sana vereceğim. Ne dersen de yapacağım söz, çünkü kardeşsiz bir dünya karanlık, sessiz ve kötüymüş. Seni çok ama çok seviyorum. Benim güzel Sümeyyem demiş.'

Sümeyye solgun ve bitkin bir gül gibi solmuş renksiz yatıyormuş. O yaramazlık yapan ayakları hareketsiz yatağa uzanmış. O söz çeviren üzen dili de sanki bantlanmışçasına sessizmiş.
Gözleri annesine söz veriyormuş gibi arada sırada açılıp kapanıyormuş.

'Seni bir daha üzmeyeceğim, ağabeyimle kavga etmeyeceğim. Benim güzel anneciğim' diyormuş.
Ama can kuşu o hayat veren kuş Sümeyye'nin çektiği acısına daha fazla dayanamamış. Cennete götürmek için o küçük ve masum yavruyu solgun bedeninden ayrılmış. Söz veren gözleri açık kalmış.

Keşke dinleseydim annemi, üzmeseydim onu dercesine gözleri açık kalmış. Annenin gökkuşağı solmuş. Renklerden karası kalmış. Şefkat elleri yumuşakça açık gözlere uzanıvermiş. Sessiz bir şekilde kapatıvermiş.

O esnada Celal'in ruhunda kocaman fırtınalar kopmuş. 'Kardeşim kardeşim Sümeyye!'
feryadı göklerde çınlamış. Hüzün yağmurları o masum yanaklarından süzülüvermiş. Şunu iyice anlamış abi Celal:

Sevgi ancak yaşarken gösterilirse anlamlı olurmuş.

Allah'ım demiş küçük yüreğinde: Kardeşler ölmeden anlasınlar birbirinin kıymetini ve üzmesinler kırmasınlar birbirini. Ölüme terk etmesinler sevgiyi.

Ancak kardeşine duyduğu sevgi, Sümeyye'nin kefenine sarılarak onunla toprağa gömülmüş.
O günden sonra Celal çok saygılı, sevgili ve sevimli bir çocuk olmuş. Her ziyaret ettiğinde kardeşinin mezarını, onu üzdüğü günler için ondan af dilemiş.

Gökten üç elma düşmüş.
Birisi kardeşlerini seven çocukların başına düşmüş.
Diğeri çocuklarını iyi yetiştiren anne babaların başına düşmüş.
Üçüncüsü de bu masalı okuyan güzel insanların başına düşmüş.

NEYMİŞ; SEVGİ VE SAYGI YAŞARKEN GÖSTERİLİRSE ANLAMLI OLURMUŞ

26 Temmuz 2016 3-4 dakika 77 öyküsü var.
Yorumlar (2)
  • 7 yıl önce

    İnsan şımartılmayı severmiş.... Sevgi şımarıklığın en'leri ve ilkleridir. Çocukların anne ve babalarına karşı sorumlulukları onların yaramazlıklarıyla çelişir sürekli. Zaman büyürken çocuklarda büyür... Zamanın bir yerlerinde onlarda çocukluklarını bırakır ve yetiştirildikleri an'ın olgunluğuna kavuşurlar.

    Bu olgunluk sevginin ne kadarını elde eder bilinmez lakin anne sevgisinin anne duygusuyla başlamış olması anneye büyük yükümlülüklerde getirir.. ‘' Ana gibi yar olmaz'' sözü onların yâri olan çocukların sevgilisidir.

    Sevgiyi bölüştürenler ,sevgiyi kullanan kimseler ve sevgi dolu insanların giderek ben'duygusuna yenilmişliği zamanın yüksel duvarları üzerinde kalıyor.Bir kardeşin diğer bir kardeş olması annenin çocukları bıraktığı sevgi kadar olacaktır. Çocuklar için ahlak anne, sevgi anne,güven anne baba ise bütün bunların ortasında ,yuvanın nizamında kalır.

    Dünya üzerinde ‘'ana gibi yar'', çocuk gibi şen, baba gibi güven duygusu eksik olmasın dileğiyle.

    masal bu yaa, güzel bitmesi güzel insanların dileğidir...

    Tebrikler

    saygılar

  • 7 yıl önce

    Can kardeşim İlk önce güzel yorumundan ve içtenliğinden dolayı teşekkür ederim. Dediğin gibi aslında bu masal ya sonu güzel bitmesi temenni edilirdi. Uyarını dikkate alacağım. Güzel insana selam