Yaşlı kadın ve göçmen kuşlar

Bizim yaşadığımız şehrin kuşları yabaniydi. İnsanlardan uzak yaşarlardı; sanki başlarına bir şeylerin geleceğini biliyormuş gibi kimselere yaklaşmaz, hep ürkerlerdi. Ne zaman İstanbul`a gitsem YENİCAMİİ avlusun'da insanlarla yakın arkadaş olmuş ,omuzlara konan kuşlara sevgiyle bakardım. Ah keşke bizim caminin avulusunda da böyle kuşlar olsaydı. Onlara yem verseydik, onların telaşlı, rekabet içinde buğday tanelerini yemelerini ve hiç eksilmeyen rızıkları ile bu şanslı güvercinleri keyifle izlerdim.

Rıfat ILGAZ bu hazıra konan güvercinler için şiir yazmıştı; hazıra konan bu kuşları sevmem, diye birazcık imtiyaz da olarda olsun.
Yıllar sonra kuşlar bizim şehirde de insanlara alıştı; cami avlusu, kale duvarları güvercinlerle doldu. Her geçen gün güvercinlerin sayısı artıyordu.
Bir gün yaşlı bir kadın maaşını almış cami avlusunda dinleniyordu. Kuşları fark etti. Yalnız yaşıyordu, kuşlara baktı onlara yem veren insanlara baktı. İlk kez bir paylaşım görmüştü. İnsanların bir şeylere faydalı olmasından karşılıksız verdiklerinden çok etkilenmişti.
O gün karar vermişti. Bundan sonra kuşların hamisi olacaktı.Her gün cami avlusuna bir poşet ekmek kıırntısıyla geliyordu. Kuşlar da artık onun gelişini fark ediyordu. Kuşların kanat çıpınışlarından tarifsiz keyif alıyordu.Bir şeylerin paylaşılmasının mutluluğu her halinden belli oluyordu.

Artık havalar soğumaya başlamıştı. O gün cami avlusuna vardığında kuşların sayısının her zamankinden az olduğunu gördü.Hüzünle serçelere baktı diğer kuşlar yoktu ekmek poşeti elinde kaldı.
Gözleri cami görevlisini aradı. Onu görür görmez sormaya başladı:
"Kuşlar nerde niçin yoklar?"
"Onlar göçmen kuşlardı şimdi sıcak ülkeler göçtü."dedi.
Yaşlı kadın çok üzüldü.
"Tekrar gelirler mi?" diye sordu.
"Burdan memnun ayrıldılarsa seneye baharın gelirler." dedi görevli.
Yaşlı kadın üzgün, ağır adımlarla eve dönerken "İnşallah gelirler."diye iç geçirdi.

17 Şubat 2010 1-2 dakika 1 öyküsü var.
Yorumlar