yolculuk
İnsanın yolculuğu içinde başlar. Bir gün içindeki yolculuk ateşi bir rüyaya, oradan düşlerinde yolculuğa oradan gerçeğe yolculuğa sürükler.
Bunalmanın anlamsızlığın ve yaşamın tek düzeliğinin kokuşmamak için yolculuğu zorunlu kılan bir yolcunun öyküsüdür. Hayat ve zaman durmaya aynı tekrarlarla sıkmaya başlamıştı. Orta yaşta bu yolculuk bekleyişi olan yalnız insan bir rüya gördü.
Rüyasında bir uzak şehre gittiğini ve bir prensesin kendisiyle konuştuğunu ve şehirden döndüğünü gördü. Gördüğü detayları unutan yolcunun uykusundan uyandıktan sonra günlerce rüyasını anlamlandıramadığı ve bir bekleyiş içinde kaldığı zamanlar birkaç kere aynı rüyayı gördü.
Tüm olanlara anlam veremeyen yolcu bir gece her şeyi terk edip yola koyuldu. Gideceği yer önceden rüyada gördüğü yerdi ve bulacağı umuduyla yürüdü.
Umuda yolculukta karşısına şehirler, yollar, dağlar, nehirler çıkıyordu. Bir gece yorgun argın bir söğüt ağacı altında uyuyakalmıştı. Yine aynı rüya ve rüyanın sonunda yağmurlu bir güne kadar beklemesi gerektiğini söyleyen bir garip sesle uyandı. Günlerce aynı ağaç altında bekledi. Gece çökünce başlayan yağmur sanki kendi içine yağıyordu. Ağacın altında ağlayarak uyuyan yolcu ertesi gün güneye yürümeye başladı. Akşam çöktüğünde şehri bulmuştu. Önce tüm şehri gezdi. Ardından şehrin dışında kurulan bir eğlence ve panayır yerinde oturup etrafı seyretti. Yolculuğunu, şehri her şeyi unutmuştu.
Bir grup insan dinler üzerine sohbet ediyordu. Kendisi de yaklaşıp konuşmalara katıldı. Suskunluğun başladığı insanların yorgun düştüğü bir anda kendisine hangi dinden olduğunu soran biriyle kısa konuştu. Sonra başını öne eğip sustu. Ardından kim olduğunu soran kişiyi görmek için başını kaldırdığında karanlıktan yüzünü seçemediği bir asilzade giyimlinin ona baktığını gördü ve ürperdi. Cevap verdi rüyasını anlattı. Karşısındaki de aynı rüyayı kaldığı yerden kendi gördüğüyle anlatmaya başlayınca şaşkınlıktan hiç konuşamadı. Konuşan kişi yarın aynı yere geleceğini ve beklemesini söyleyip gittiğinde şehrin dışına çıktı ve yüreğinin kor bir ateşle yandığını fark etti.
Ertesi gün güneş sıcağında üşüyordu. Geceyi iple çekerek dolaştı durdu. Günler gezmekle geceler prensesin sohbetiyle geçti. Artık prenses vardı. Hayatının anlamı ve umudu. Ancak hala yüzünü görememiş ve bakmaya cesaret edememişti.
Prenses dedi: Ey yolcu gitmelisin veda zamanıdır. Kalkıp şehrine dönen yolcu bir gün geleceği umuduyla hazır beklemeye ve yaşamına devam etmeye çalışarak günlerce çalıştı. Gecelerce aykusuz kaldı düşündü. Onu uzakların ötesinden görmeyi hayal ederek yaşadı.
Gelen haber ile bocalamaya başlamıştı. Prenses gelecekti. Onunla görüşmesi içindeki tüm güzellikleri öldürebilir. Gökyüzünde sevdiği prensesi yer yüzüne indirebilir ve bulduğu mavi ufku aldatıcı pembeye çevirebilirdi. Gitmemeye kaçmaya karar verdi. Beklenen yere ulaşmamak için şehrin dışına çıktı. Artık zaman imkansızlaştırdığında nehre varmıştı. Hıçkırıklara boğulmuştu. Kendini nehre attı. dlgalarla boğuşarak çıktığında bir yaşlı ağaç altında düşüp kaldı ve uyku uyanıklık arası bir ses duydu. sabırla bekliyorum diyordu prenses. Vakit öğleyi bulmuştu. Uykudan titreyerek uyandı. Koşmaya başladı. Kutsal mabedin bahçesine vardığında önce içeri geçip dua etti. Nehirde arınan bedeni gibi ruhunun da arınmasını istedi. Bu kez yolda ter içinde ıslanan yüzü gözyaşlarıyla yeniden yıkanıyordu. Çıktığında prenses bahçede bir ağaç gölgesinde Onu bekliyordu. Dlgın gözleri yorgundu. yolculuk beni de yordu dedi. selamlaşma sonrasında. Saatlerce sustular. prensesin gözlerinde yılların özlemi vardı. Yolcu bir acemi öğrenci gibi gelen her bakıştan hissesine düşeni alıyordu. Sonra ayrıldılar. Ardarda üç gün aynı yerde buluştular. Artık veda saati gelmişti. Konuşulmadık konu kalmamıştı aralarında. Eksik kalan hiç bir bakış hissedilmeyen hiç bir güzellik.
Veda bir başka vuslata ilk adımdı. Bu veda yeni bir başlangıçtı. Ama her veda gibi ağırdı. giderken yürekleri koparan alıp giden bir acı seliydi.
kutay bey iyi şiir ve öyküler denemeler yazıyorsunuz çok begeniyorum rabbim yolunuzu açık etsin
öykülerindeki gecen bu prensesi anlatan bi öykü yazmanızı tavsiye ederim