Yünlerden Düşlere

Hayat ; iyi bir ustanın keskin sivri uçlu bir kalemi tutkuyla gırtlağıma dayayıp şöyle bir oynatmasıyla başlamalı.

Uzaktan izliyorum dünyayı. Varlıktan hiçliğe bir adım daha yakın. Tıpkı bir resmin uzak eksininde çizilen eğreti otuyum ben. Bulutların arasına gizli yağmur damlalarının düşüşüyle yeşerdim.

Eğri büğrü kaldırımları çiğneyerek iş yerim dediğim ufak bir marketin önünde tezgahı açmadan önce bir sigara yakıyorum. Her şeyi , düşünceleri bile oburca tüketenlerin dünyası. İnsanlık Salmonella gibi akıp gidiyor. Meyve bıçaklarıyla dolanan yazarların kitaplarıyla dolu olduğu bir koliyi yere fırlatıyorum. Giza'da büyük sır, Yunan mitolojisi, Tarih'te Moğol İstilaları, Campanella ve daha fazlası tükürük dolu kaldırıma tok bir kapı sesini andıran gürültüyle savruluyor.

Tanrım, çılgınca bir dağınıklık.

Boyluca çarşafın üzerine gelişigüzel serdiğim kitapların bir bölümü hiç el değmemiş sularda keşfedilen Morfoslara benziyordu. Kaplı cildiyle , okuyucuların ; içinde bir efsaneyi barındığına inandığı sayfaları gizli bir geçit gibi beliyordu. Bazıları ise karton kaplı, üzerine yapışan selülozun kekremsi kokusu geçmeden başka birine satılıyordu. Aslında içindeki zırvaların değerli olduğunu savunan günümüz edebiyatı sömürücülerine yaraşır bir kaç noktalama işaretinden fazlası olmayan derlemelerdi.

Sönmek üzere olan sigaramın külünden başka bir sigara daha yakıyorum. ''Vivaldi'' besteleri gibi uzayıp giden tezgahın bir başından öbür başına yürüyerek geçiyorum. Arada bir orta yaşlı kimseler saygıyla eğilip kitapları inceliyor, bazen de daha önce okuduğu kitabın tezgahta olup olmadığı kontrol eden bir takım insanlarla dolu oluyordu. Hep bir meşguliyet hali akıp gidiyordu.

Güneş henüz yüzünü gösterirken tezgahtan bir kitap çalıyorum.

'' Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı ''

''Teğmen Müncke Alman birliklerinin SSCB'de paçavra oluşundan bahsediyordu. Soğuktan dudakları çatlayan bir kaç yeni yetmenin Leningrad'ın kuzeyinde sivil bir kampı nasıl yağmaladığı karışıyor sohbete. Arada bir silahının kabzasını eliyle okşayıp batmakta olan güneşin ovalardan inişini izliyordu. Buğday teni karanlıkta daha bir kavruk oluyor. Gözleri; keskin bir pençe gibi uzakta patlayan bombalara uzanıyor. Ölümü düşünüyordu sonra, kendinden bir kaç kilometre ötede patlayan bombaların soğuk ürpertileri geceye karışarak dağılıyordu.

Sokak'ta kitap satmak; başka fikirlere karışıp yığınlar halinde dolup taşan felsefi koca bir balonu çağrıştırır. Bazı kitaplar öbürlerinden daha pahalıdır. Yazarlık kariyeri üst perdede olanlar hemen satılırlar. Çocuk kitapları, kişisel gelişim, tarih gibi kolay satılan kitapları ön plana çıkarıyorum. Zamanı boşa harcayıp saatlerce beklemektense, üç beş dakikada bu tezgahı toplayıp eve dönmenin kurnazca yolları vardı. Bütün pazarlamacılar; insanların görmek istediklerini önlerine koyarsanız eve çabuk dönebilirsiniz diyorlardı.

Anlayamadığım bir şekilde bir sistem öbür bir sitemi tetikleyen yaşamsal bir formülü andırıyordu. Bütün bunlar kafamın içinde dönen komik bir icat gibiydi.

Birden kalabalıklaşan tezgahın başına sağa sola Küfür fırlatarak geçiyorum.

'' Bu ne kadar ? İndirim olmaz mı ? uygun verirseniz bir tane daha alırım. Geçen seferde almıştım. Bu kitap İnternette daha ucuz !''

Bitmek bilmeyen koca bir delik gibi büyüyordu Dünya.

Nihayet pespayelikten parçalanmış bir romanı andıran akşam çöküyordu. Dağınık tezgahı çarşafa iç içe sararak bagaja dolduruyordum ki uzaktan bir kadın sesi duyuldu.

'' Kitapçı, Beyefendi''

Duymazdan gelip gazı köklemek üzereydim, elleriyle şoför camına yapışıverdi. Otomobil aynı zamanda kanunlara göre hane sayılırdı. Bu sert tecavüzü asla kabul edemezdim. Yere tükürerek indim arabadan.

''Ne istiyorsunuz, yarın aynı saatte tekrar açıyorum, size ancak yarın yardımcı olabilirim''

Sadece susuyordu. Kaygılı bir bakış fırlattı, sevimli olmaya yakın bir bakıştı bu. Kısa boylu, iri gözlü kafasında bereyi andıran bir yumakla karşımda duruyordu.

Tanrım işte geliyor diyordum, işte geliyor.

'' Sizde filancanın filancaya ait bir romanı bulunur mu ? ''

22 Aralık 2020 3-4 dakika 3 öyküsü var.
Beğenenler (5)
Yorumlar