Yürüyüş Günlüğü
Şimdiki çocuklar babalarını çok düşünüyorlar diye düşünmüştüm; oğlum elimden tutarak beni spor ayakkabı satan mağazaya doğru sürüklediği gün. Mağazadan çıktığımdaki düşüncem çok farklıydı oysa. Ona iskarpin ayakkabılarının en pahalısını alabilirdim.
Her baba gibi giyim bütçesi bizim tarafımızdaki yontularla dengelendi hep. Çocuklar büyüyüp bizim de yaş ilerleyince yine bir alış veriş dönüşü ilk vasiyetimi söyleyiverdim...
-''Eğer X TL' den pahalı ayakkabı giyemeden bu dünyadan göçersem, mezarıma bir çift alıp koyarsınız.''
Ne düşündüler ne ettiler bilemem. En son alışverişte nihayet bana da üzerinde amblemleri olan bir spor ayakkabı alındı. Yanında eşofmanı da cabası. Parasını yine benim ödemem hiç önemli değildi. Vasiyetim vasiyet özelliğini kaybetmişti ya. Üstelik bundan sonra böyle bir vasiyette bulunma olanağım da kalmamıştı.
Sonra ne oldu biliyor musunuz? Ben yürüyüşe başladım. Bu kadar paranın karşılığını vermeliydiler ayakkabı ve eşofmanlarım.
Ama o da ne. Sanki yürümüyor uçuyorum.Yürüdükçe yürüyesim geliyor. Yürüyüş günlüğü tutmaya bile karar verdim. Tuttum da. Aradan bir hafta geçti. Günlük tutmayı bıraktım. Çünkü hep aynıydı.
1.TUR : Yürürken çok yoruluyorum. Oysa daha dört tur daha atman lazım. Kafamın içinde şiir dizeleri, hikaye konuları, güzel yazı başlangıçları ve bitişleri uçuşuyor.
2.TUR : Nefesim biraz açıldı. Ara ara birkaç metre koşuyorum da. Şunun şurasında üç tur kaldı zaten. Kafamın içindeki şiir dizeleri dörtlük halini almaya başladı. Hikayeler şekillendi. Yazıların paragrafları arttı.
3.TUR : Artık yürüdüğüm kadar koşabiliyorum. Şiirler iyice şekillenmeye, hikayelere yeni kahramanlar eklenmeye başladı. Roman bile olur bu fikirden. Bu güzel sözleri yarın erkenden Facebooka yazmalı. Yağmur gibi beğeni ve yorum gelir mutlaka.
4.TUR : Yeniden doğmuş gibiyim. İyiden iyiye hafifledim sanki. Yemekler eridi demek ki. Hızlı deparlar atabiliyorum artık. Şiirler, hikayeler bitti. Roman yarılandı.
5.TUR : Bir an önce eve gidip romanımı bitirmeliyim.
EV : Suyun sesi şiirden de, hikayeden de, romandan da daha güzel geliyor kulağa.
Yemişim şiiri de, hikayeyi de, romanı da.
Yavaş yürümek lazım belli bir yaştan sonra. Hızlı hareketleri beden ve yürek kaldırmıyor. Güzel bir öykü kutlarım Dursun bey...😙