Yüzleşme

- Ayşe git artık peşimden görmek istemiyorum seni.


- Neden? Gerçeği sürekli yüzüne haykırdığım için mi?


- Hayatım boyunca kendimi bir hiçmişim gibi hissetmeme sebep oldun. Avcunun içine aldın beni, kaçamadım... Rahat bırak artık ne olur!


- Annene de böyle demiştin son kavganızda hatırlıyor musun? Ona dayanamadığını, hayallerini gerçekleştirmeni sürekli engellediğini söylemiştin, bırak beni kendime demiştin, unuttun mu?


- Konuyu yine nereye getireceksin?


- Baban...


- Ayşe kapa çeneni.


- Baban seni terk ettiğinde daha on yaşındaydın ama dün gibi hatırlıyorsun değil mi? İçinden hiç çıkmadı o an... Kalbinin yarısı gitti sanki, çocukluğun bitti, zihnini ise esir aldı yaşadıkların... 'Seni seviyorum kızım ama gitmem lazım' dediğinde 'Gitme baba' diyemediğine hayıflanıyorsun. Hep aşık olduğu o kadını görmek istedin değil mi? Annenden daha mı güzeldi ki baban onu tercih etti? Daha mı tatlı dilliydi? Daima beynindeki cevapsız sorularla yaşadın. Bir daha hiç görmedin babanı. Acısını ise annenden çıkardın, babanın gidişinin tek suçlusu olarak...



- Hayır, ben anneme kötü davranmadım.


- Peki 'yeni bir baban olacak, çok iyi bir adam' dediğinde neden evdeki her şeyi kırıp döküp kaçtın?


- Benim bir tane babam vardı, başka birine 'baba' diyemezdim.


- Seni bırakıp giden ve bir daha aramayan babandan mı bahsediyorsun? Annen hayatında ilk kez mutlu olmayı istedi, yalnızlığından kurtulabilirdi belki ama sen ona engel oldun!


- Başka bir adam annemi mutlu edemezdi, babamdan başka kimseyi sevmedi o.


- Sen kendini kandır.


- Kendimi kandırmıyorum, hakikat bu.


- Anneni hiç dinlemedin. Günlerce eve gelmedin, gözü yaşlı bekledi seni. Konuşmadın onunla, yazdı sana. Yazdıklarını da yırtıp attın. İçinde kopan fırtınaları kendisinin dindirmesini bekledin. Onun için ise sadece 'sen' vardın. Hayatta sığınacağı tek liman sendin!



- Ayşe yeter artık, seni daha fazla dinlemek istemiyorum.


- O gece yine geç gelmiştin eve. Annenden ses soluk çıkmıyordu. 'uyumuştur' dedin, gidip bakmadın bile. Sabah nasıl olduysa merak ettin, odasına girdiğinde...


- Yeter diyorum sana yeter!


- Annen senin yüzünden kendisini öldürdü!


- Yeter, yeteeerrrrrrrrrrrr!!!




Hemşireler çığlığı duyar duymaz odaya girdiler. 'Allah rızası için şunu çıkarın odadan, yalvarırım' diye bağırıyor, saçını başını yoluyordu Aysu. Hiç kimse ne demek istediğini anlayamadı çünkü odada kimse yoktu! Serumun içerisine yüksek dozda sakinleştirici enjekte ettiler, derin uykuya daldı ... Huzuru sadece uykusunda buluyordu. Aksi takdirde içindeki yangın bütün hücrelerini sarıyor, geçmişin aleviyle cayır cayır yanıyordu.





Ayşe ise 'iç sesi'nin somutlaştırılmış şeklinden başka bir şey değildi...

21 Mart 2013 2-3 dakika 20 öyküsü var.
Beğenenler (2)
Yorumlar