2007
bir martı geçmiş içimden
gölgesi düşmüş karışmış içimdeki fırtınaya
ağlarıma takılanlar simit değil
suskunluğun pul pul olmuş yüzüdür
bir şişe bulmuş bir de yazılmamış mektup
özlemin buğusu varmış penceremde buz tutmuş
bir de yıllar geçmiş gözlerimden
babam kanserden ölmüş
şimdi deniz geçer gözlerimden
vuslat elbet mukadder
aynı sükutta buluşuruz
sen adını unutmuş huzur
gözlerimin yıkandığı rüya mavisi
benim içimde de akıntılar var
kimse görmüyor ama sen bilirsin
senin olan sende kalır
benim olan sende parlayıp bende kararır
geri verdiğim her şey sende yerini bulur
peki olur da yitirdiğim her şey suya dönerse
içimde bir ada büyür mü
erken çıktım evden yine sana geldim
sahilde yine ayak izleri belki bir ayrılığın izleri
martılar da çekip gitti kokusu gelince simitlerin
bazen bir taş konuşuyor şimdi bazen de taşın sessizliği
geri verdim neyi taşıyamadımsa
kıyı yerini bildi taş yerini
gitmenin de görgüsü var
artık aynı şiiri sevemeyiz
ben affın ipini çektim
aynı insanlar değiliz aynı yollardan geçmedik
ey mavi bir unutuluşun eşiği
ufkun çizgisiyle çatma kaşlarını
ben sana gülümsemeyi borçluyum
gökyüzü kırık bir ayna parçası gibi
sen sevmenin en güzel yerisin
yağmurla göz göze bırakma beni
güneş dokunmadan ısıtır
bazen uzaktan sevilmenin de bir yolu var