2011
2011-
///Sal halatla bağlanırsa karaya,
ada bu,
dalgalanır elbet///
Tanrı kuralları belirler:
Kuralsızlıktır tek kural,
imkansızlar sınırlarınız.
ulaşabildikleriniz ödül,
yamaçtan düşen galip
gidip gidip gelenler na mağlup
gidip de dönemeyenler mağluptu
bir de hırsızın bırakmadıkları var...
Tanrı kullarını över,
över ve giderdi.
insan oğlu ringe çıkar:
karşısındaki kadın ise erkek; durmadan vururdu
karşısındaki erkek ise kadın; durur durur, dururdu
çocuğu ise; ne yaptığını bilemez, çünkü daha önce çocuk sahibi olmamıştı
her an yabancı da olabilirdi tabi
fark etmezdi çünkü can kırmızı idi
ve hayat hiç ısınmadığı kadar ılımıştı kanda
mahşer yeri susa gelse avuçlarına
içerdi o, kana kana
oda açar bu da açar ama kapı neredeydi
bütün yollar gider ama gidip görmeden gelmeler niyeydi
madem bütün kapılar bir idi
çarpı atmaya ne gerekti?
Allah verdi kul niyeydi
Asker niyeydi
?Hiçbir asker'
Daha güzel
Mantıklıyım
Ama,
Biri de çıkıp neye yarar diyeydi.
Haydi, ölüm Allahın emri
Ya kalım
Çam mı iyi idi
Duman mı?
Sorarım düşüncelerinize.
En iyisi bağlanmaktı başladığı yerde ringe ilk girişte bağlamaktı yukarı bakarcasına kafa
Utanç duyup bağışlamaktı aslında
Daha derinden yaşamak için
Yaşanılması gerekeni.
Kendi ruhundan öte daha da içte biraz daha anlamlısı
Anlamamazlığı mı?
Bu muydu çağın vebası
Tamam bende yakalandım
Ama hani ilaçtı bu
Neden yasaklandım?
İntihar etmek suç
Evvel Allah inanmanın şartı bu
Ama
Neden bir inisiyatif yetmiyor beni bu ringden dışarı fırlatmaya
Bir kürdilihicazkar
Bir kanuni hikayesi
Ya da ne bilim bu sevimsiz korna dili(kornaca)
Yeter mi?( bende bilmiyorum neyi)
İstediklerim bunlar ise neden daha ölmeden sorgulanıyorum.
Ruh işte alınmaz dalgaya
Alınmaz da ta kendisi
Çünkü var ya SEVGİ
İnsansız insani şey
Ötesindemiyim ötelensem mi daha iyi
Ötelesem daha öteye mi gidebilirim acaba
En öteye mi gömsem
unutmaya yeter mi?
aynam keşke kırılmasaydı
bu yırtıcı canavarın adı konmamış olsa da, acısı alev alev hala.
--- yakına duyulan özlem---
biraz siyasi biraz gitar
bir İngiliz köyünün soğuk gecelerinde bara gidip bira içen iki kuzenin masalı
Sene 1212 ler de kaldı
Bu günümüzün cinayeti
sherlock holmes kim ki
Rapunzel saçlarını uzatsa (çıkmak mı önemliydi? ki bu aşk cinayeti, inememek mi? bu da zalimin tek isteği)
Cadı vardı çikolatalı evleri olan
Bir de pinokyonun sevgilisi polyana
hangisi daha doğrucu idi?
Üstümüzde mi altımızda mı?
Sınırlarımızda mı bir idi(işte burada olması gereken en önemli şey, bir adet soru işareti(?))
bir İngiliz köyünün soğuk gecelerinde bara gidip bira içen iki kuzenin masalı
biraz siyasi biraz gitar
bir de Polonyalı.
Bir parçacık ?bez' idi
Yeten
Terimden beni kurtarmaya
Hadi bıraktım yaramı sarmayın
İşgal edin kuşatın vurun alıştım
Emrah ohoo ooo!!!
Çoktan onu aştım
Sevimliyim bilene:,.) (havuç bu ortadaki, askerdeki kar-adan adam bendim)
Peki,
Neden?
ben bunu yazdım
Psikolojim=çocuk
Neden siz anlamadınız be yaa
Bu zeminden ayrılmak istememek kötü mü?
Her daim Olmak isteyeceğimi bildiğimi sen öğrettin ya! Bana.
ben avukat isterim madem bu maçta hakem yok
Ya da olmadı şahitte olmam
Yargılamak isterim ben
En azından kendi benliğimi
Olmadı gözümü kapatmam sabrı yine denerim
İlki sen vur
ikinciyi de
yorulana dek sen vur
yorulana dek
ben beklerim.
Göç yolları tıkanmış
Hürriyet hüviyetten yoksun kalmış
Bir tarih bir de mecburi damga
İnsan oğlu ringden çıkmak ister ama, (...)=(kasvet acı ister oldu, platonik fedai olmadan bir an önce)
Yaşamak yok izleyenler arasında.
son olarak ÖLÜM,
Korkmazsan, korkmadığın yere kadar yolun var da,
ya bir de karşılayan olmazsa diye düşünür ya insan bu yolda
işte bu; karşılaşmışlığın nankörlüğü
kırık cam parçasının suçsuzluğu kadar masum gibi değil mi?
ama bir o kadar da hain
sana sensizliğinin haberini ulaştırmak için
bir gölge gibi, hep arkanda?
Sadakat büyük elçisi
Amaç bildirgesi
Ve okunmadan yakılmış mektuplar
Isınmak için...
Kar topu oynayalım mı?
Ne güzel değil mi? aynı olmak kar tanesi gibi
düşman elinden düşse bütün yaralarım
İfade eder mi sizce
Erimemesini istercesine
engel olabilirmişcesine
çığ olsam dökülsem
ifade edebilir miyim?
aşkı ifade eder gibi
peki yeter mi? çabalarım,
aynıyı gayrılaştıranın elinden almaya
ya da onunla beraber gayrısıl-laşmaya.
anlayabiliyorsak anlatmak istediğimizi anlatmak istediğimiz gibi
anlayana
anlamak istemeyene bu mecburiyet niye
anlatmak istediğini allamak pullamak caiz iken
ve ya daha iyisi haiz iken
yol bu değil demek düşmüyor hiçbir sağanakta
yol ortada evet bu daha sıcak
bunun adı ışık
güneş gibi her gün yoklar bu mahkumu, o ziyaretçi
sorarım, misal gecede medet ummak niye
yar'in mehtabı
o nerede
muhabbet hangi derede batmış
hangi delinin elinde bizim yelkensiz ümitlerimiz
tarih bu yazacaktır,
okuyandan kime ne?
neyine yarayacakmış?
neyine yaramış?
Anlamıyoruz...
hayret?
dahası ?help'
ve gelecekmiş'in iddaalarından
kaybetme sancılarından canı yanan tüm yalnız uğultuların
ve rengine değen tek damla zeka pırıltısıyla dönen, bu imkansızın
muhtacın da
sigarayı bile yaşayarak içine çeken
su ile vücudun birbirini ah noktasında sonlandırmaya heves iki gönlün
bu an bu yerde olmasa bile
o an o yerde
buluştuğu, anlarız.
tersine de olsa bu çelişkisizliği, çelişkisizliğin buluştuğu yerde
çelişkili gözlerle ve de 189 km niye? diye sorarsak
bilin ki 189 cm ilerde varız
anlamlı mı?
peki bu soru neden? (?ne zaman kavuşacağız')
sanat evet sanat bu işte bak spontane, tesadüf, ulaşmak istediğin yere ulaşamamanın mutlu sonu.
mucize en çok anlayanın marifetidir
ama marifet değil
ömür var ya, bizde.
ölüm, arayış mıydı? Bekleyiş mi? tükeniş mi?
Ölüm serzenişti bence
İfadelerin hasıydı ölüm
Somut ile soyutun dans ettiği o orta noktadaydı hisleri
3 nokta arası bir mola yerinde demlenmekti belkide.(.).
Misal..
Misal evlenmişsin misal Van da yaşıyorsun misal uyandığında babam nerde diye aralıyor gözlerini
bir melek
erkek olduğunu anlıyorsun
misal Kürtsün misal Azeri birazcık alevi birazcık Mevlevi
hacısı Katolik,
misal kıble; kuzey doğu, güney doğu, batının 3 derece solu
misal bu işte
özünü, kıdemli eylemek varlığına
Yahudi de olabilirmişsin aslında
(Kaderin şahlanışı, şansa inkarın alaycı bakışı, perde açıldığı gibi kapanır bir anda)
Alkış kış kıyamet misal heyecan dokunabiliyormuş artık saçlarına
Ben şu anda kollarıma dokunabiliyorum mesela.
misal sen şuan askersin
misal sen filistinde onur savaşı veriyorsun
misal hüznünü kaybetmiş gibisin, arıyorsun kıpırtılarını göz yaşlarının arasında
savaş suçlususun sürgünsün sen
hasret olmak var mı? hangi kitapta yazılı, işkenceye çağırmak çağıl çağıl çağlamak.
MİSAL arjantinde Bal sarısının videosunu çekiyorsun
Misal yaş 73 ecelinle ölemiyorsun
Nasıl yapışıkmış bu yürek
bu böbrek
kılı kırka yaran bu matematiksizlik
bu dünya, bu boşluğa
nasıl sarılmış
misal grev var ya meydanda
azdan daha azsın misal isyanlarında
sadece içindekilerlesin(biraz anı, biraz biraz fıkra, gökkuşağı, güvercin, bayram ayakkabası, kız tavlası, kardeş,
hatırlamak isteyeceklerin kadarı)
misal durmuş her şey
artık sen yoksun
zaman susmuş
misali bile güzel değil mi?
yok olmasındansa (hırs nefret gıybet sakat-at şarjör mermi bu foseptik,((bu((((koku)))) )
misal;bu soru?
Aklıma gelen tek şey hiç bilmediğim şey olacaksa eğer
Olmamalı mıydı???
Sorarım ama ne fayda.
İçimden çıkan lamba cin'i: olsun istedik-lerinle olsaydı keşke bu dünya
başka bir şey istemez-dim. diyorsa.
kendini sevsin bırak, seni kendinde görürmüş diğeri.(bir öbürü, farklısı, doğadan taşmış olanı, değer-lendiremediğimiz diğerlendirdiğimiz)
ya kendisini sevmezse
Korku böyle böyle doğmuş
Sevmeye sevmeye, önyargının maçı oynamadan hükmen kaybettirdiklerine
Bir bakın hele, yetecektir
Yavrunu sevme nedenine.
Çünkü o benden doğmuş
O köy benim köyüm
Diyerek ayrılabilmektir,
Misal...
Duygusal...
-kızıl binlerce ay
Bembeyaz gökyüzü
Annenle aranda duvar yok
Babanla ılıklaşıyorsun
Yanakların yanıyor
Bembeyaz pamukla aşkına dokunuyorsun
Bir ağlamaktan öncesi
Birde hemen sonrası
en önemlisi sensin, kırmızı bahçem
birde, tenimi soğutan ,güneşsizlik
aynı zaman da aysızlıksın sen
alaca karanlık bile istemiyor gözlerim
nöbet tutar gibi torosların tepesinde seni beklerim.
daha ürperticisi var biliyor musun?
Hayal in
'be,ayaz'
üşürüm ama her daim seni,
severim ben.
Titreyen gözlerim
Aklaşmış saçlarım
Ya da bu karma karışmışlık
Bu yağmur benim yüzümden değil
Mevsimlerden be,ayaz
Ve ya yaz
Sana yaşamaya
Unut, ma ma ya
Üşüyorum.
Beklediğim gece bu gece
Günlerden be,ayaz
Erdemler akıyor üzerime
Ben yağıyorum
sevgilim düşünüyorum,
Ellerini tutsam
3 gün daha yaşatabilir miyim ellerimi?
-bilmiyorum
Duygu/Salı,,,
kırmızı dudaklarında
yağmur yağıyordu.
Yıllar savrulurken benim dudaklarımda
Bıraktım, tuttuğum balığı tekrar bu ummana.
Ve gökten bir yıldız kaydı...
Alabora oldu 2011
nihayet kafiyesiz,çarpıcı,eksantrik bir şiir...sonunu tahmin edilemiyen belkide şairi kadar uç noktada güzel anlatım..kutlarım