23 Nisan Sabahına
Baba! 
Yarışır oldum senle ölüme 
Evine ekmek getirme savaşınla sen 
İnsanlık savaşımla ben 
Nerde ve kimle olursa olsun 
Her kavgaya düşüşümüzde yenik çıktık 
Kendimize gelişimiz de ise 
Göğsüne doladığın kolların arasında 
Bir dilim ekmekle sen 
Avucumla sımsıkı sardığım 
Paramparça yüreğimle ben 
Etimizin coğrafyasını dolanan ağrılara rağmen 
Yine paylaştık elimizde ne varsa masaya dökerekten 
Gün gelip acıksak ta 
Gürültüyle basmaya devam ettik toprağa 
Bastığımız yerlerden çiçek fışkırmasına ümitlenmiştik 
Menekşe, papatya, gelincik, manolya? 
Hiç bu kadar çiçek olmayacaklardı aslında bir daha 
Ve bin bir kez daha dirilişimizde 
Kansızlık türedi etimizde 
Sulayacak kanlarımız tükendi mi dersin? 
Eğer öyleyse 
Hangimiz hangimizin mezarını son kanıyla sulayacak 
Hangimize daha tez ulaşır 
Hangimize yaraşır 
Ölüm denilen ölümsüzlük 
İyisi mi biz son damlalarımızı da 
Çiçeklerimize serpelim 
Etimizi serpe serelim gübre niyetine 
Bakarsın gün gelir filizlenir 
Ümitlendiğimiz menekşe, papatya, gelincik, manolya? 
Çocuklarımızın 23 Nisan sabahına.
