Acılar Yenilmez Bil Elçi
Ağlama
oy hawar oy hawar
şimdi gördüm
ölüm nerde olsa tanırım
ne düşünsem
orası bir hançer yarası
yalan
dolan
faili belli olan
kirlilenmiş ruhların
ölüme koşan adımları
şimdi hangisine yanayım
aydınlığın sabahında
şehirler işgal altında
köy köy şehir şehir
ölüm kol gezerken
tanklar toplarla
vuruluyor yol ortasında
aydınlığın içinde karanlıklar
yine bir barış güvercini uçtu sonsuzluğa
adı elçi
adı barış
adı ölüm
adına kelleş celladın
yürekler yansa
ülkemin bahtı kara günleri
barışa kurşun
elçiye ölüm kar etmiyor
yaşıyorken yarına
bu olmadı ki
kalleş kurşunu
koca bir halkın neferine
bakın it sürüsü hizyana dizilmiş
bahtı karalı şehrin dört ayak sesine
dil yoruldu
yürek yandı
onur yerde süründü
barışa uzanan eller kırıldı
gönüller hüzün dağladı
yol yoruldu
kahpece kurşun bile seni ayırmadı
sevdiklerinden...
sen gitsende sonsuza
gözyaşı b/aktı
ağlayan öksüzler yurdunda
umuda yol alırken
barışın gökyüzüne al bulutlara büründü
benim sevdam dağ başında
barışın elçisine
ölüm yakışmadı
söyleyin hangisine yanayım
bir derdin vardı bin derde derman
bu yara başka yara
ölüm kol gezerken
katiller sürüsü
kalleşçe kaçarken
ben bu sesi...
bu yarayı
bu ölümü tanırım.
barış elçisi ölümsüzdür
*sen ölmedin ki içimizde yaşıyorsun..*