Açlık

''merhaba, göğümün mavisi kadar gözleri mavi çocuk
dalgalanarak başladı bende,senin yüreğine yolculuk''


herkesin bir hikayesi vardır
ve her hikayede dikleşen yokuşlar
ağır işçiler vardır
yaşı onbeş
yaşlı sırtlarında çuval çuval yük taşır
sebze halinde
kimisi sekizinde adamdır
kimisi on sekizinde
bazıları bir poşet ilaç götürme telaşında annesine
bazı babasının rakısını yetiştirir
annesinin mor gözleriyle
hazırladığı meze şölenine
hayat gece kulüplerinden göğe saçılan
renkli havai fişekleri kadar çoşkulu değildir
onların karanlık yüreklerine
çocuklar köprüdeki karton yataklarında
rüyalarını paylaşırken
pirinç topuzlu karyolalarında
kuş tüyü yastıklarında
ve havuz başlarında keyif çatar
milyoner amcaları ve yaşıtları
vicdanın sesi yoksa
niçindir yaşamak için sanki amaçları


bir de aç çocuklar vardır
merhametinizin gizli tapınağında
kildin açılmasına muhtaçtır
bırakırken artık yemeklerinizi
sokağınızın yada kapınızın önüne
belki de aç köpekler kadar bile şanslı değildir
savaşın veya Afrikanın çocukları
onları doyurmak için bir gayemiz olmadıkça
biraz açlıkla terbiye olmalıyız
yüreğimizde merhamet kamçılandıkça
ancak insan olmayı başarırız..


bazen hiç de adil değildir hayat
bileği kuvvetli olan kazanır bu güreşi
kimisi buz kesen yüreğinle savaşır
kimisi çöllerde leyla kovalayarak,ısıtır güneşi

yavru ceylan av olmamak için bir avcıya
hızlı ve çetin adım koşarken
bazıları onun kadar şanslı değildir
zevkine;
hayat av ve avcı ilişkisi gibi menfaatle ilerledikçe
aç çocukların hakkı kalır
her ceylanın kemiğinde,etinde.......


bu yüzden hoş çakal demek geliyor içimden
(çakalların yüzünden)
yok ki gönlümü hiç hoş eden bir manzara
zeytin dalı kopuk
akarsuların suyu çekilmiş
güneş kavruk
ağaçlar odun
soyu tükenmiş hayvanlar
tabiatın dengesizliğinden
uzun vadeli kalmak için hayatta
yok ki hiç bir çaba

odun sür annem,şu kazanın ateşine
yıkayayım çocukların savaş kokan saçlarını
umutsuzlukları çitilensin avuçlarımda
ve karnı doyan filler kadar
çorbaya benzer bir şeyler pişireyim
kalan dünya artıklarından
ve bir oyuncak tutuşturup ellerine
usulca uzaklaşayım yanlarından




NOT:
Çocuklar bir dilim ekmeği,bir yudum suyu ve güneşi görene kadar karanlıktayım dostlar....