Adım Batsın
atıl gölgeler kaldı ardımda
hani her saat başı adımladığım, yorgunluğum
güneşin yüze vuran vedası ve aksında hiç kurumayan terim
topuklarımın acısını sindirdiğim
gülüşünden o sokağın
ve giderken son kez
mendiller sallanmayacak
vapur dumanını üflemeyeceğim
sigara niyetine
mülayim
şarkılar bastırınca kulak çınlamalarını
gecenin fevrine bırakacağım o malum öfkeleri
suskundum ben
ben suskundum zaten
suskun biat öyküsüydüm hep
içini besteleyen
ve içine anlatan
ve içine tüküren
içsel kavgaların kahramanı
mağlup
galip
bazen de eşitlenen
hiç kovmadım
kendimi kendimden
ya sen?
git derken
bilir miydin çakıl taşlarını diziyorken ben körfeze
karşı yakaya bir köprü, sırat tadında
ya da rıhtım dolgusu misali
patika
şah damarımda onursuz ünlemler
gidecektim ki zaten
kundaklarına sarılıp hayatın
eğer
dimağa mahkum esaretin
zincirlerini kırabilsem
ve
mazgallarını aralayabilirsem
ışığı süzdürebilirsem karanlığa
gidecektim ki, kahkahalarımı bulmaya
kim çaldıysa
kim aldıysa
gidecektim
bedelimin veresiyesini bozup.
şimdi borçlu boşluklarla doldu her yan
soluğumu kiralayan hasretin
iz düşümüyüm sanki
yanaklarımda kızgın
dudaklarımda mor ışık oyunları
utanmak mı adı bilmiyorum
ya da şaşkınlık nidası mı
yüzümün bu sureti
ne ettim kendime
bu nasıl bir kimlik intiharı
et kemik kaldı yerinde
çıkarken içimden, içimden ben.
baba tut beni bileklerimden
çamur gibi yağıyor yağmur sakla koltuk altlarına
sakla ki
adım batmasın bir daha o çukurda...
Yorum ancak karşılıklı Cumhuriyet Meyhanesi'nde..........
Hayat ve yaşanılanlar dolu dolu ömrü sindire sindire yaşamak güzel...👍