Ağır
Bu sokakta
Arkası katlanmış topuklu ayakkabılarla
Ağır adımlarla ağır adamlar yürürdü
Paltolarında gecenin anlaşılmazlığı
Gözleri isyan tokmağı
Tespihlerin de savaş senaryoları
Bellerinde namusları silahları
Ağır romanlar kadar gizemli
Buz dağları gibi çözülmesi zor
Ağır adımlarla ağır adamlar yürür
Gece ağır, ağır! Tavşan korkaklığına çekilir
Yaşam en ucuz haliyle pazarlanmıştır
Şimdi ölüm karanlık bir sokakta yürümektir
Nefes almanın ötesi, berisi yoktur
Ya yatak yorgan bir ölüm düşleyeceksin korkakça
Ya da erkekçe bu sokağın başında yürüyeceksin
Tereddütsüz duracaksın hiç kıpırdamadan
Azraili bile şüpheye düşüreceksin
Kimse bu gece bu sokakta yürümemeli
Bir ihanetin bedelini ödemeye yeminli
Daha bıyıkları terlememiş bir delikanlı
Bir cadının kehanetine inanmış ki
İlk adımda vurulur ilk adımda serilir
Sıcak kan kokusu gecenin nefesini okşar
Kan sevgiliye kırmızı çiçekler sunar
Gece kurbanına gülümser
Ölen geceye son nefesini ısmarlar
Ölen sevgi dilencisidir, kimsesizdir
Bu gece adanan ilk öksüz adanan ilk yetimdir
Sabahın ilk ışıklarıyla sevgi dilencisi sahiplenilir
Beyoğlu'nda dudakları rujlu bir kadın ojeli tırnaklarıyla
Dokunur aşığının yanaklarına
Kırmızı papyonlu bir pezevenk kadına bir sigara uzatır
Birkaç nefeste sigara yarılanır
Beyoğlu'nda uzun topuklu bir kadın takır tukur...
Ömrünün en kısa ve en uzun yokuşunu yürür
Arkasında bıraktığı kedisini ölümüne sevmiş bir adam
Kolyesinde kimseye gösteremediği bir ihanet durur
Beyoğlu'nda akşamüstü bir kadın.
Kırmızı papyonlu bir pezevengin yanı başında
Sevgisizlikten ölür...