Ağla

Hatrına gelirse eski günlerin

Bir sana, bir bana, bir bize ağla

Vefasızlık edemez ki gözlerin

Bir tene, bir yaşa, bir kana ağla

Kirpikten damlayan, düşen ırmakla

Yüzünden hicrânı eşen tırmıkla 

Hem deri, hem ter, hemde tırnakla

Bir âh'a, bir vâh'a, bir daha âğla

Akıt vicdanının ödül suyunu

Nedâmetle doldur gönül kuyunu

İnsafınla kurdur, betül toyunu

Bir çoğa , bir yoğa , bir vara ağla

Yâda sür hâtrı mı yâdigâr eyle

Gönül himâyemi payidâr eyle

Değer, kıymetimi, zayidâr eyle

Bir âr'a , bir câna bir yâre ağla

Meydan verme teskin eden sözlere

Dönüp bakma küskün diyen gözlere

El vurup da, sızı, duyan dizlere

Bir ele, bir dile, bir hâle ağla

Kaybolan gününe, yılına bakıp

Başını, küllere, karaya sarıp

Mevsimi iklimi zayâ bırakıp

Bir bahar, bir dala, bir güle ağla

Bulmak için düşüp çare yoluna

Dönersen Hâkk'ın biçâre kuluna

Kaldır ellerini bari soluna

Bir yıla, bir düne, bir güne ağla

Çoktur vebâline gömdü ğün âhım

Yüktür omuzun da cürmüm günâhım

Derdi yazar oldu mahzun penahım

Bir şiir, bir söze, bir dile ağla

Nihâi özüm de yandım tüterim

Vefamı gönlüm de ah'dim tutarım

Sadakâti toprak bildim yatarım

Bir şair, bir ozan, bir kula ağla

Murat Çakıroğlu

Nihâi