Ah Rüya'm
-O sen miydin, sızlayan şu canımda?-
...
Seni koynumda değil yüreğimin içinde
Konuk edip ebedi, zambak kokulu tenin
Hayaliyle gezerken metruke bir sitenin
Ufkunda mütereddit hayaller dokuyorken
Tebessümle yatırdım dualar okuyorken
Seni yanımda değil yüreğimin içinde
Sarıp sarmalayarak pamuk pamuk şefkatle
Benim için her zaman büyümeyen bir bebek
Gibiydin, bakıyordun yüzüme itaatle
Rüzgâr ile savrulan saçını sandım ipek
Gökyüzü kanyonları dolup taşarken nurla
Gözler parıldıyordu bekliyorken onurla
Gümüş kanatlarıyla martılar çığlık çığlık
Uçuyorken gördüm ki her yer bahçelik, bağlık
Yemyeşil ovalarla kaplanmış bulutlarla
Salkım salkım söğütler altında umutlarla
Sessiz akan pınarda kaynayan o gözeydik
Uzandık sevgi ile el ele, göz gözeydik
Oysa ne çok bekledik zamanın diliminde
Umutsuz kaldık bazen bakışırken seherde
Sabırla, sadakatle âşıklar ikliminde
Oturup dua ettik arada yoktu perde
Renk renk iplik olup da kesişip nakış olduk
Yollarda birleşirken göründük kavşaklarda
Depremler öncesinde yayılan akış olduk
Yerle gök birleşince yansıyan ışıklarda
Emir öyle mi geldi bilmedik, Sahibinden;
Ondan mı bir uğultu koptu yerin dibinden?
Sarsılan her kayanın oluşan çatlağından
Yukarı çıkmak için acele ediyordun
Veda dahi etmeden asırlık yatağından
Bilmediğin bir yöne, ecele gidiyordun
Sorulsa çıplağından, açığından sorular
Düşünmeden atılıp cevaplar veriyordun
Geçip giderken hayat suladığın korular
Üstünde serpilerek her dem göveriyordun
Dal dal yeşeriyordun uzayarak göklere
Uçuşurken yapraklar bakıp da feleklere
Seni görmek istedim varken henüz vaktimiz
Sana söyleyeceğim sözler dilimde kaldı
Unuttun sanıyorum böyle miydi akdimiz?
Kapını çaldım, eski tokmak elimde kaldı
Daldım, iki kapılı köhnemiş bir dünyanın
İçinde savrulurken saçlarını Rüya'nın
Tutmak için sıkıca, bir kartal pençesinden
Ödünç idi ellerim, milattan öncesinden
Ve bedenim dönüşüp adeta bir ejderha
Olurken, parçalandı yüreğim şerha şerha
Bir medusa debisi kaynıyordu kanımda.
Ah, Rüya'm! O sen miydin, sızlayan şu canımda?
Su gibi akıp gitti üzerimden hep zaman
Bazı anlarda, taşta siluetim donmuştu
Köhneyip toza dönen anılarım çok yaman
Dokunurken, üstüme gamlı baykuş konmuştu
Mermere kazınmıştım ellerinle can Rüya'm
Sararmış, kuru otlar olmuştu benim dünyam
Yüreğimi yontardın ben senin safındayken
Ne çok bekledim bilsen elin insafındayken
Bülbül olup dalına konup şakıyamadım
Onca imkâna rağmen ben sana kıyamadım
O yüzden mi medusa olup kanıma girdin?
O yüzden mi küsüp de beni ilinden sürdün?
........Elazığ, 09.09.2011....
Seni görmek istedim varken henüz vaktimiz Sana söyleyeceğim sözler dilimde kaldı Unuttun sanıyorum böyle miydi akdimiz? Kapını çaldım, eski tokmak elimde kaldı
Daldım, iki kapılı köhnemiş bir dünyanın İçinde savrulurken saçlarını Rüya'nın
ne çok şey hissetirdi dizeleriniz bana adeta ilham geldi desem yalan olmaz hani yani
şiir tamaı ile güzeldi ama ben bu kıtada takıldım kaldım doğrusu
kutlarım Güneri bey ilhamınız bol olsun saygılar.
Güzel bir çalışma kutluyorum Güneri bey içtenlikle...