Al Beni Sol Yanına

Ahhh maralım!
Gülüşü yaralım.
Bu gün de akşam oldu!
Aydınlık,
rengini kattı karanlığa.
Bu gün güneş ufukta üzğün battı.
Bak
tabiat anayla cümlesi
tatlı bir uykuya yattı!
Benimse,
daldı mahsun gözlerim
ağaç dalındaki bir çift kumruya.
Güya
söz vermiştim kendi kendime
"o" gelmeden içmeyecektim
ya;
rakıyı bolca kattım suya..
Meze falan da aramam hani,
neyime yetmez ki,
benim,
gittiği günden kalan
efkârım var,
zarı'm var!
Yani masam tamdır!
Yani mey'im "hayalin",
sek yalnızlık
ve duble gamdır.
O şişeden ve gözlerimden
sulu sepken akan
garip gözyaşımdır,
kıpkızıl kanımdır, kan/dır!
Bak:
Daldaki kumru üflüyor artık ney'i
gecemdeki ıssızlığımın
karanlık dehlizine.
Cıscıplak ve ıpıslak
ve inceden de ince
sızıyor şimdi bir gariplik
ve bir bir kanayıp
sızlıyor tüm yaralarımdan
bıçak sırtında bir hasretlik!
Ahhh ah!
Bu ne haldır?
Ben böyle neyi içmişim?
Niye bu ayrılık,
neden kanırta kanırta vuruyor
zalim neşterini sevdama?
Tut ki;
ayrılıktan,
hasretlikten kanamışım!
Yanmışım.
Ve aşk kaybından gitmişim!
Özlem yanğınlarının koynunda,
bir avuç kül olup bitmişim!
Ahhh maralım,
gülüşü yaralım!
Koma beni belirsizliğe.
Bilirsin ya hasretlim;
"yarın" hep geçtir!
Zebil ziyan olmadan
sen hemen al,
al beni yar, al beni
en gizli
en müşfik
en ince damarına,
karışayım abûhayat gibi kanına!
Unutma ama;
al beni "ol" yanına,
ol/uruna uymazsa
al beni
sol yanına....
18:11:2014/saat:00:30/03:12.