Alçak Kaldırımlara Basan Yüksek Topuklar

çelikten levhalara sığdırsan da duruşunu
vagonlara sığmaz ki dertlerin
uykuya ilaçlasan
yarı mayhoş komalara alıştırsan da günlerini
uyutamazsın da uzaklaştıramazsın da dünlerini!...
unutma;
siyahı tekrar maviye çevirmek için
yüz misli yeni mavi gerekli!


hadi şimdi yasakla kendine kendini!



kaçmakla uzaklaşmakla düzelseydi
develerde düzelirdi önce hörgüçler!





detone sevgi, mayasız hamura benzer
tepsi bilmez mi yapışanı kendine!
yetmişiki millet var evet te
yetmişiki ayar altın olur mu?
sor kendine şimdi
suflörü öldürecek kadar rolünü ezberledin mi?



hadi şimdi sorgula kendinle kendini...





yolları yolculara uydurmazlar!
tek kişiye konser sunmaz hayat
öğrenemedin hala demek ki
aşk evrenseldir ve uniseks giyinir!



aç gözlerini şimdi
tüm yolları sana bahşettiysem
tüm çıkmazlara isimini verdiysem
bu nezaketimdendi hakettiğinden değil!
istedim ki;
bilsinler tanısınlar k/adını...




ama yetmedi sana bastığın topraklar
adım adım ardına alınır halbuki en uzun yollar
ay'da varmı bilmem
ama dünyada yoktu şahsa münhasır
b a y a n kaldırımları!



alçak kaldırımlara!
yüksek topuklarla iz bırakmak
bilecektin yüceltmezdi seni!

hadi şimdi yap gereğini
mühürle kendine kendini...




müzmin bir epilepsi hastası kadar
hakkın olacaksa toprakta!
kırk küfrü birden konduruken düşünecektin
ve bilecektin zekat ta kırkta biridir kazancın!

hadi şimdi yap gereğini
hesapla ve öde;
çarp böl topla çıkar kendinle kendini!




aynı malzemelerle
aynı yemeğe farklı tatlar düşer bilirsin
farkedecektin bundaki farkı
tuzu biberi suyu demi önemlidir elbet
ama;
madde doyurmaz bazen ateşi!
kendine değil!
hayata katacaktın sevgini!



hadi şimdi;
ya yasakla kendine kendini!
ya/sakla kendine!