Aldıklarının
ört dedi üstümü
son kez göm ve omuzla yorgunluğun üzerine kara kalem çizikler atıp
saklı esaretlere götür kemiklerimi, ziyan sebil bir kente
kuytularda uyandıracağım nihavent zamanı
et ve tırnaktan ayrılmayan acılar yazarken böğrüme o şiirleri
kıyamet sofrası kuracağım
kızılcık şerbeti yerine
kan dökerken o kadehe
şeytan ayinleri çalacak gecenin rengini
erken uyanacak belki İsrafil
belki de hiç ötmeyecek o sûr, tecrit olup günahın molasında
dar bir yer sofrasına bağdaş kuracak
yanık verandada kuş ölüleri koklarken hüzün
şahin bakışlı mekân seçecek yalnızlık gözüyle, özlem
uzaktan bakarken yangınlara
yaklaşıp o meczup yıldıza
hayasını yitirecek
ar damarın
edepsizleşecek inkar
şahadet parmağı kırılırken imanın
aldıklarının
ve verdiklerinin hesabı sayılacak çentik atıp boş bir ağaca
kim borçlu?
ezberi bozulacak ihanetin, kıyamda
pusulanın ibresini kırarken poyraz
belki ruhu uçuşacak
belki yeniden döllenecek ihtiyar ağaçta
siyaha dönecek belki Kasım hasadında
seleler dolusu
zembiller dolusu
göz renkleri ilişirken
çirkef efkarlarla
gömülecek
kış toprağıyla ölüyü defneder gibi, siyah beyaz film hızıyla
ört dedi üstümü
son kez göm...gömdüm
içimle dışımı
aynı tabuta
koyup
varsın çürüsün diye
ya da yem olsun
sana...
kararlı satırlar
ne dediklerini biliyorlar 👍 👍
tebrikler bırakıyorum çokça
ve saygılar...
hayasını yitirecek ar damarın
edepsizleşecek inkar şahadet parmağı kırılırken imanın
Şairdir toplumun atar damarı😡
Kutlarım...