Alevli Kelebekler

Kahrol
İki damla gözyaşının biri akmıyorsa çocukların ağız kenarındaki hayaları için...
Yazıklan kendine
Bir kaç kuruş şiire sattığın için duyguları
Sonra git, git bir sigara daha yak
Tam dudaklarının köşesine daya
Ve diyaframına çek
Bir kez daha yansın, yansın içindeki o alevli kelebekler...


Kahrol
Suçsuz insanların ıssız darağaçlarında
Boynundaki çiçekleşen damarları göremiyorsan
Kaldırımlarda göremiyorsan dünden kalma kan kokusunu
Çirkef bir kızıl kadının dökülen saçlarına el sürmüyorsan
O ki her telinde öyküler saklarken
Hangi acının ardından haciz getirmişti o tellere...

Kahrol
Çöl suyunda görmediysen sıcağın dans eden buğusunu
o ki, her yarığının dalgasında cehennem soğuğu
Ardı sıra pupa yelken deniz serabını...
Kemikleşen ağrılarım, hey hat
Nasıl da unuturum o son kalan suyun şarabını
Nasıl da unutum o son kez giyilen bembeyaz elbiseyi
Ki bir zamanlar... O kadar saftı dünyanın yer yüzü cenneti...

Kahrol
Eğer siyahın yanına en çok beyaz yakıştıramamışsan
Bir yetim yüzün öksüz gözlerinde hayatın aslını okuyamamışsan
Pare pare ötmemişse bülbül
Şahlanmamışsa kısrak
Kayıp olmamışsa bulutlar
Grileşen gökyüzünde kayan umutları görmediysen
Nefes almadıysan bir aşevi yolunun kucağında
Tanımamışsan eğer eskicilerin edevatlarını
Bir ruhani gülümsemenden eksik etmişsen onları
Kahrol...
Diyar-ı Cumhuriyetinde olsan ne yazar
Kelamın müebbet hapsinde fare kovalıyorsa...


Kahrol
İki damla gözyaşının biri akmıyorsa çocukların ağız kenarındaki hayaları için...
Yazıklan kendine
Bir kaç kuruş şiire sattığın için duyguları
Sonra git, git bir sigara daha yak
Tam dudaklarının köşesine daya
Ve diyaframına çek
Bir kez daha yansın, yansın içindeki o alevli kelebekler...








E F T E L Y A...
(Akdenizi cebinde taşıyan kız... )