Altıncı Servinin Gölgesinde

Kuru ormanın tepesinde ağaçlar
esniyorlar kırılmadan kimseye
tepeden inen rüzgar sen kadar hırçın
ve tavrın kadar erkeksi
gülümsemeler var tepenin kuzunda
korkulu adımlar bir kedi gibi
çatı üzerinde adımlayan kedi
kiremitlerin uykusunu bölmeden
bacaların şapkasını tıngırdatmadan
işte böyle girdin kanıma
bir morfin iğnesinden daha usul
ama daha az acılı değil

koştum tepenin koynuna
göğsünde uslandım tepenin
ya da senin
her neyse
sırtında koştum tepenin
ya da balığın
s*ktir et
kalabalığın cehenneminde
gelip sana çarptım ya
bu harikulade
kadere inanma ihtimali doğdu
şu küçük beynimde

ağaçlar tepeden aşağı
gizlerler seni, beni, hiçi
tepenin çıplak avucunda öylece
devin gözüne bakmaktansa
kirli olsun paçalarım
ne çıkar
ha!
ne çıkar
sana bulaşmışsa ellerim
kollarıma almışsam çamuru
siz görmüyorsanız
çamurun içindeki şehveti
kirin içindeki insanı
ne çıkar

yine konu tepeye çıksın
indirenlerin elleri kırılsın
ağaçlardan bahsedeyim şurada da
sıkılan sayfayı değiştirsin
sayfanın ham maddesi
tepelerde rüzgarla sevişirken
yaprakları diken diken oldu
küçük fidanların
sen tahayyülü nüksetti soluma sonra
koşar adım indim yerküreye
şuramda bir sızı
küçük parmağımda
diken batmış
s*ktir et
duygusallığın lüzumu yok

oluyorum galiba Melih abi
ağaçlar için sağol
tepe için de
Serviler

11 Ekim 2017 181 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar