An Kapısı
ne vakit yorsa sırtında taşıdığın ceset
hani /bırakıp bir köşede soluklanmak istersin ya
sıcak bir omuzda...
işte tam o anda/ beliriverir
bir kaç işgüzar müşkülpesent
bunlara en bi bilenler dendiği gibi halk arasında
zaman'ın lejyonerleri
ahkam kesiciler de denir laf aramızda
ki takribi /üç beş tane kadar düşer kişi başına
'bu sütten çıkmış ak kaşıkla karışık sığırcık yavruları'
fi tarihinde çoğunlukla dişi idilerse de
günümüzde sıklıkla/ işsiz güçsüz erkeklerden
teşekkül etmekte olup
birinci vazifeleri kendi mutsuzluklarını yansıtıp
karanlıklarıyla müdahale etmektir
aşk ışığı aldıkları ortama...
kurbanlarına gülümseyerek yaklaşıp
evvela iyi niyet içeren birkaç uyuşturucu cümleden sonra
zehirli kelimelerini zerketmeye başlarlar yavaşça
"duy da inanma"
"ben de başkasının yalancısıyım" gibi
kendilerini garantiye alan
birkaç cümle kurmayı da ihmal etmezler
tereddüt virüsünü aşka bulaştırdıklarına emin olunca
...
kendini üst tabaka sayan
entellektüel versiyonları sayesinde
bildiğimiz "dedikodu"
insani vazife
eleştiri
durum tespiti /gibi kelimelerle
aklanarak geçmiştir literatüre
ha bu arada "değişmeyen tek şey değişim"
pelesenk olmuşsa da dillerinde
özleri itibariyle
onlardır en büyük engel/ değişimin önünde
sıkı sıkıya bağlıdırlar köklerine
ve dahi dünlerine/ yani cesetlerine...
otopsi yapıp gömmek ne kelime
boyayıp boyayıp sürüklerler peşlerinde
dolayısıyla kıçlarıyla bakarlar bu güne
ve yarın doğması muhtemel güneşe
...
demem o ki /ey onlara uyup
aramızda ceset yatıran sevgili
görmüyor musun
güneş zaten her gün bir dün öldürür
sana kalan dünde güldüğündür
yahut gülüşünü çalan hüzündür
dön yüzünü an'a
bildiğimiz aşk
ya da diğeri
ne farkeder
ulaşılamaz geçmeden an kapısından
o kapıyı göremez
dünle yaşayıp
yarınla avunan
ulaşılamaz geçmeden an kapısından o kapıyı göremez dünle yaşayıp yarınla avunan
yüreğine sağlık tebrikler bu güzel şiirin şairesine..
bugüne andolsun "dersti" şair..
tebriklerim çok..