Anektodlar 2

Bir girdap emzirdim beynimin kıvrımlarında
Büyüttüm adam ettim onu zihnimin kollarında
Ne hayırsız girdapmış
Yutacağına korkularımı
Yuttu bütün arzularımı
Elimde kalan bir ömrün kılçıkları



Günahkâr nefesler mi kirletir dünyayı
İkiyüzlü tövbeler mi
Gözyaşının da imitasyonu çıktığından beri
Kandıramaz gamzeler beni



Görkemli aynalardan yansır kibir
Dekorda ışık da soytarıdır krala
Hüküm geçmez yalnız küstah zamana
Gönderiverir onu mezara



Ayarı yok bu memleketin
Cahili zır cahil
Alimi allame-i cihan
Dürüstü tam dürüst
Namussuzu tam şeytan
Zengini sayamaz parasını
Fakiri bir deri bir kemik
Aşığı aptal aşık
Kalpsizi incelenmeli akademik
Her şeyin en azı ya da en çoğu var bu ülkede
Aradığımı buluyorum sadece
Orta şekerli bir kahvede



Aşkın fişini çekmemişim
Kül oldu yine bütün ruhum
Kuyudan kurtulmak dert değilmiş Yusufum
Mesele kuyuya düşmemekmiş bir daha
Sen bir defa düştün
Ben ellerimi göğe açık buldum
Dibinde kim bilir kaç kuyunun




Buzlarını çözecek ihtiras
Bir Ali Cengiz oyunu celladı olacak adaletin
İlahi kelam yazgısına ağlayacak
Yüzü kızaracak havaya kalkan mızrakların ucunda
Çöl kadim susuzluğunu giderecek kanla
Birazdan kurdelesi kesilecek ebedi matemin





Kalbi yavaşlar şehrin
Gece atınca karanlık ağını
Kör bir nakkaş işler yıldızları gökyüzüne
Kayar gider bir tanesi elinden
Sonsuzluğun çöplüğüne
Rüzgar dinlenir bir ağacın kovuğunda
Dolunay denize yakamozlar çizer
Bir büyük şişenin ilk yardımından sonra
Acile gönderilir ağır kanamalı düşler
Bazen serkeş çığlıklar ok gibi saplanır gecenin kalbine
Herkesin kulağı ayrı melodide
Kimi şafak gelsin diye bekler kimi gelmesin diye
Gece işte
Aynı gece



Söz geçiremeyince dirayetim
Günaha filizlenir
Nabzımda gizli niyetim
Ah şu acziyetim!

26 Ağustos 2017 259 şiiri var.
Yorumlar