Anla ki

Anla ki seni sevip candan geçmek tutkumdur
Anla ki ellerinden yemek içmek tutkumdur

O yeşil gözlerine dalmışım yüzüyorum
Elde kalem gönlüme tek seni yazıyorum

Akıp giden nehirde aklanıp paklanırım
Dalıp mavi derine içinde saklanırım

Bitmeyen nefesinle soluklanıp yaşarım
Sen yoksan anlamsızım ben ölüme koşarım

Anla ki ey sevgilim, güdüsüyüm arının
Sen bugün ben olursan, ben umudun, yarının
***
Anla ki ikimizin nefesi aynı yelden
Doldurulmuş ılıklık Kaf dağında hayalden

Anla ki kamçılanmış yüreğimiz ezelden
Sen, ben aynı parçayız, o ağaçtan, gazelden

Ölümsüz tutku ile yanıp duran her canın
Atarken şah damarda debisiyiz o kanın

İkimizin hamuru yoğrulurken çamurdan
Anla ki ruhumuza üflenmiş aynı nurdan

Ey benim mahzun kalmış boynu bükük sümbülüm
Anla ki ahirimde sensin kutlu ödülüm
***
Taze yeşil otlarda çiğ karışık kokumsun
Gözlerimin ışığı, damarda can dokumsun

Kimsesiz kaldığımda sığındığım dağımsın
Anla ki uzanıp da yattığım yatağımsın

Kimi zaman çöllerde aradığım Leyla'msın
Dağ yelleriyle gelen mis gibi kokan çamsın

Kıyıdan esen yelsin, sen benim çiğ tanemsin
Ey gözleri buğulum sen benim dürdanemsin

Sen şehla bakışınla dalgalarda mavimsin
Anla ki bu gönlüme yalnız sen müdavimsin
***
Sabahlar gül dalında bir damlacık suyumsun
Gülüm diyerek dilim bırak gözünü yumsun

Hasretle beklediğim özlemimsin, yazımsın
Sabah akşam çaldığım o efsunlu sazımsın

Kıyılarda dolaşıp kumlara karışmışım
Hatrına ey sevgili herkesle barışmışım

Sen uzakta yaşarken için için yanarım
Varıp ıssız yerlerde yüreğimden kanarım

Anla ki gül dalında öten Şeyda bülbülüm
Anla ki hayat zordur sensiz kalırsam gülüm
***
-Anla ki, dedim amma ben ne kadar anladım
Anlasam ne olur ki, geride kaldı adım-
***

(Elazığ, 02.05.2011)